FRANCIS
PICABIA
SONRADAN GÖRME İSA/ANLATI/SEL/2017/61 sayfa.
Sel Yayınlarının en sevdiğim dizisi olan Geceyarısı Kitapları’ndan bir başka değişik ve güzel kitap. Çevirisini Alper Turan’ın yaptığı kitap, tüm genç kızlara ithaf edilmiş. Sanırım 1920’de son düzenlemesi yapılan bu kısa metinle dönemin Avrupa’sındaki genç kızların temel sorunlarını düşünmüş yazar…
Gabrielle Buffet’in yazdığı önsöz ise şöyle başlıyor:
Edebiyat, biçim ve içerikten çok, beynin, ruhun halleriyle, hatta bazen uzansak erişebileceğimiz yüce duygularla yenilenir.
İnsanlığın Din
evresi sona erdi; Sanat evresi de öyle.
Sanat eseri,
varoluş nedenini değil, DEĞERİNİ yitirdi.
Ne Savunma
var, ne Yargı, ne de Gerekçe…
1879 yılında Paris’de doğan ressam, Kübizm, Dadaizm, Gerçeküstücülük ve Soyut sanat gibi dönemin tüm akımlarında ürünler vermiş bir sanatçıdır. Kitabı yazdığı dönemde Dadaist akımla beraber hareket etti diyebiliriz. Picabia çalışmasında, İsa ve diğer peygamberler üzerinden dini, Dadaist akım üzerinden de sanatın eleştirisini yapmaktadır.
O güne kadar
inşa edilmemiş güzellikte bir gemide yolculuk yaptım; işin ilginç yanı, bu transatlantiğin
güvertesinde yolcular ve mürettebat at sırtındaydı. s.13
*
Oysa bu ihmal edilmiş dünyada uzmandan bol bir şey yok. Uzmanlar, insanı diğer tüm insanlardan ayırır. s.15
*
Tanınmamış kimse
yok ben hariç… s.33
*
İnsanların adaleti
suçun kendisinden daha suçlu… s.34
*
Sizi sevemem
Ben kendimden
nefret ediyorum s.34
*
Saygın sanatçılar,
rahat bırakın bizi, sizler hala Tanrı’ya inanmamızı isteyen bir grup rahipsiniz…
s.42
*
Neyse,
susuyorum ki beni deli sanmayın, gerçi kişisel delilik oldukça nadir görülen
bir şey!.. Düşünürler her şeyi kanıtlamak ister, bense kanıtlanacak hiçbir şey
olmadığını söylüyorum… s.48
*
Zehirlenme hâlâ
ahlaki bir meseledir… s.48
*
Kim benimleyse
karşımdadır… s.50
*
Mutlu musunuz? Yarının
olmayacağını hayal edin, hayat bugünden ibaret ve bugün aslında hiç yok… s.51
*
Engel diye bir şey yoktur, tek engel amaçtır, amaçsız ilerleyin! s.53
Taylan Köken