21 Kasım 2020 Cumartesi

bakırköy: ayamama'dan zuhuratbaba'ya...

            

            SELÇUK EREZ

            BAKIRKÖY / ANI-ANLATI / HEYAMOLA / 2009 / 119 sayfa

Prof. Dr. Selçuk Erez’in Bakırköy hakkındaki ilk kitabı Makriköy’e Dönüş romanı olmuştu. Açıkça –belki çok kişisel kaçmasından olabilir- o romanı Bakırköy hatırına tamamlamıştım. Ayamama’dan Zuhuratbaba’ya Bakırköy kitabı ise nakış gibi işlenmiş, sürükleyici, etkileyici, bilgi vericiydi. Tam kalemim dediğim kitaplardan. Araştırma var, anılar var, bilgiler var, insan var, yaşantı var, deneme tadı var. Daha ne olsun ki...

Sayın Selçuk Erez Bakırköy’ü tanımlarken kerteriz noktaları oluşturmuş. O kerteriz noktalarının önce tarihi geçmişini, sonra varsa eski yaşanmışlıkları –ya kendi ailesinde ya da başkasının notlarından veya kitaplarından- sonra da bugününü bize aktarıyor. Bugününe çok az giriyor genellikle.

Baruthane, Kışlalar, Akıl Hastanesi, İstasyon, Sahil ve Veliefendi, kerteriz noktaları yazarın. Bilmediğim ne çok şey varmış ya da hatırlayamadığım. Kitap çizik ve not içinde açıkçası. Bu yüzden kitaptan herhangi bir alıntı yapmayacak ve komple tavsiye edeceğim.

Taylan Köken

20 Kasım 2020 Cuma

gün gelir...

 

            MEVLÜT ASAR

GÜN GELİR / ŞİİR / KANGURU / 2020 / 64 sayfa

Konya doğumlu Mevlüt Asar, Ankara’da okuyup, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden mezun olduktan sonra Almanya yolunu tutar. İlk işi Düsseldorf Başkonsolosluğu’ndadır. Bu görevinden ayrılarak Duisburg kentinde öğretmen ve eğitim danışmanlığına başlar. Kendisi de öğretmen olarak 30 yıl görev yapar ve bu görevinden emekli olur.

Bu arada Duisburg’ta Fakir Baykurt’un başlatmış olduğu Edebiyat İşliği’ne devam eder. Almanya Yazarlar Birliği üyesi olan Mevlüt Hoca Baykurt’un vefatı üzerine hem Duisburg Edebiyat Kahvesi hem de Edebiyat İşliği görevini sürdürmeye davam eder.

2012 yılına gelindiği zaman Avrupa Türkiyeli Yazarlar Girişimi’nin sözcüsü olur.

Türkiye’de çıkan değişik dergilerde, şiirleri, öyküleri ve çevirileri yayınlanır. Çok kültürlü yaşama katkılarından dolayı 2016 yılında Fakir Baykurt Kültür Ödülü Duisburg Belediyesi tarafından kendisine takdim edilir.

Mevlüt Asar ve eşi çok uzun zamandır geldikleri Ayvalık’ta birlikte yaşamakta ve birçok etkinlikte yer almaktadır. Türkiye’de olduğu zamanlarda Ayvalık’ta kalırlarken, Almanya ile olan bağlantıları ve çalışmaları devam etmektedir. Son dönemde yazın ve yayım işlerine daha çok önem vermektedir.

Mevlüt Hocamız 2020 yılının Temmuz ayında Ayev’e gelerek imzalamış olduğu kitabını kitaplığımıza teslim etti. Sağ olsun. Kendisiyle birlikte uzun bir sohbet gerçekleştirdik. Yaşar Kaynar, Reyhan Kaynar ve Türkan hanımdan konuştuk. 

İçinde Ayvalık şiirleri de olan kitapta, birçok şiirinde Enver Gökçe tarzını gözlemlemek hoş bir tesadüf oldu. Güzel bir kitap. 

Taylan Köken

11 Kasım 2020 Çarşamba

oxford antikçağ sözlüğü...

 

MARGARET C. HOWATSON      

OXFORD ANTİKÇAĞ SÖZLÜĞÜ/SÖZLÜK/KİTAP/2013/1029 sayfa

Sir Paul Harvey tarafından 1933 yılında bu sözlüğün ilk hali yayınlanır. Zaman hızla geçmiş ve yeni keşifler, yeni buluntular ve değerlendirmeler neticesinde bu sözlüğün yenilenmesi gerekmektedir. Ayrıca eski uygarlıklar hakkında yapılan birçok çalışma bilgilerin de çoğalmasına neden olmuştur.

Yeni sözlük ihtiyacı için Margaret C. Howatson hanım çalışmalarına başlamış ve 2006 yılında ikinci edisyon olan bu kitabın editörlüğünü gerçekleştirmiştir. Yeni sürümünde antikçağ dünyasının felsefesine, siyasal kurumlarına daha çok yer verilmiştir. Yapıtın başlangıcı olarak Yunanlıları MÖ.2200 yıllarında Yunanistan’a girişiyle başlamaktadır. Antikçağın bölgesel farklılıkları, bölgelerdeki Karanlık çağların varlığı, kitabın sınırlanması konusunda zorlayan yanlar olmuştur.

Ülkemizde Kitap Yayınevi tarafından kaliteli bir baskıyla okurların hizmetine sunulan kitap Faruk Ersöz tarafından çevirisi yapılmıştır.

Kitap, Sunuş, Sözlük, Kronolojik Cetvel ve Harita bölümlerinden oluşmaktadır. Grek ve Roma tarihine ilgi duyan, tarih, mitoloji ve arkeoloji bilimine ilgi duyanlar için baş köşede durması gereken bir kitaptır.  

Taylan Köken

9 Kasım 2020 Pazartesi

milli mücadele yıllarında balıkesir cepheleri...

ZEKERİYA ÖZDEMİR     

MİLLİ MÜCADELE YILLARINDA BALIKESİR CEPHELERİ / ARAŞTIRMA / BALIKESİR BEL. YAY  / 2001 / 384 sayfa

Zekeriye Özdemir hocamız belediyelerle işbirliği yaparak, Balıkesir ve ilçeleri üzerine tarihi belgelerin ve bilgilerin toparlandığı çok güzel çalışmalar ortaya koymaktadır. Anlamlı çalışmalarına bir örnek de Kurtuluş Savaşı esnasında Balıkesir’de kurulan cepheleri araştırdığı bu kitaptır. Elimizdeki kitabın haricinde aynı döneme ilişkin başka kitaplar da yayınlamıştır. Özellikle Balıkesir’in Milli Mücadele kahramanları üzerine yayını da en az bu yapıt kadar değerli bulmaktayım.

Dönemin şartlarında işgalin en baskın olduğu dönemde binbir zorlukla basılan Karesi, Ses ve İzmir’e Doğru gazeteleri ve Balıkesir’de İzmir işgalinin ardından kurulan kongrelerde alınan kararların işlendiği Heyet-i Merkeziye Karar Defteri en önemli kaynakçalardır. Müellifin yararlandığı birçok savaş anısı, sözlü ve yazılı belgeler ve Harp Tarihi Vesikaları Dergisinin sayıları diğer kaynaklardır.

Zekeriye Özdemir hocamız aslında bu çalışmasını Yüksek Lisans Tezi olarak hazırlamıştır. Kitabın önsözünde bu tez için iki yıl yoğun emekle uğraştıktan sonra sağlığının dahi bozulduğunu belirtmektedir.

Bu kitap, Türk Ulusunun yazmış olduğu bir destanı dile getirmesi, hiçbir şeyin asla kolayca elde edilmediğini göstermesi açısından çok önemlidir. Cephede canıyla, kanıyla mücadele edenler, cephe gerisinde mücadeleye destek verenler kuşkusuz hepsi vatanımıza hizmet etmişlerdir. Bu vatan varlığını onlara borçludur. Ancak dedeleri bu mücadelenin içinde olanlar, bugün ahfadıyla gurur duyanlar asla unutmalılar ki; asıl kahramanlar bu mücadele esnasında şehit düşünler yani bedeli canıyla ödeyenlerdir… Gerçek kahramanlar onlardır…  

Taylan Köken

6 Kasım 2020 Cuma

yusuf atılgan'ın bütün öyküleri...

YUSUF ATILGAN 

BÜTÜN ÖYKÜLERİ / ÖYKÜ / YKY / 2002 / 121 sayfa

Yusuf Atılgan kesinlikle sıradışı bir yazar. Yazmış olduğu tüm eserlerde bir bütünlük görmek mümkün. 1921 yılında Manisa’da doğan Atılgan ilköğretimi Manisa’da, liseyi Balıkesir’de, üniversiteyi İÜ Edebiyat fakültesinde tamamladıktan sonra 1945 yılında Akşehir’de bulunan Maltepe Askeri Lisesinde edebiyat öğretmeni olarak bir yıl çalışır ve 1946 yılında Manisa Hacırahmanlı köyünde çiftçilik yapmaya başlar. Bu uğraşı 30 yıl kadar sürer ve 1976 yılında İstanbul’a gelir. 1980 yılında Milliyet’e bağlı Karacan Yayınlarında danışmanlık ve çevirmenlik görevlerinde bulunur. Can yayınlarında çok kısa bir süre düzeltmen olarak çalışır. Sonra eseri olan Canistan üzerinde çalışırken Moda’daki evinde vefat eder.

Aylak Adam romanını 1959, Bodur Minareden Öte öykü kitabını 1960 ve baş eseri Anayurt otelini 1973 yılında yayınlayacaktır.

Elimizdeki kitap Yapı Kredi Yayınevi tarafından 2000 yılında ilk baskısı yapılan toplanmış öykü kitapları olmasına rağmen o kadar da hacimli bir kitap değildir. Aylak Adam ve Anayurt Oteli için de aynı şeyleri söylemek mümkün. Yusuf Atılgan söylemesi gerekeni çok dolandırmadan söyleyebilen, yaratmış olduğu kişiliklerin psikolojik analizini, yalnızlıklarını, aykırılıklarını çok iyi yansıtabilen bir yazın insanıdır. Onu farklı kılan bu dili benzersiz kılan insana bakış açısıdır. İnsanın içindeki, gözlerinin arkasındaki gizi, kimi zaman sapkınlığa varan başkalaşımları sadece ortaya koymaz: Zaman zaman bu durumun derinine inmeye, o kişiliği –sapkınlığı- çözümlemeye çalışır. Ancak gayet naif, sıradan ve doğal bir anlatımla yapar bu geçişleri, araştırmaları veya analizleri. Fark buradadır…

Başyapıtı olan (Genel Yusuf Atılgan değerlendirmelerinde böyledir) Anayurt Oteli, Ömer Kavur tarafından çok başarılı bir uyarlamayla film olarak çekilmiştir. Filimle birlikte yazarın ünü bir kez daha katmerlenmiş ve daha geniş bir kitle tarafından tanınır olmuştur…     

Taylan Köken

5 Kasım 2020 Perşembe

papağana silah çekme!

KÜÇÜK İSKENDER          

PAPAĞANA SİLAH ÇEKME! / ŞİİR / YKY / 2000 / 190 sayfa

Küçük İskender’in şiir serüveninin başındaki kitaplardan bir tanesi olduğu belli oluyor. Biraz acele, biraz söylemek istediğim ne çok şey var havası belli oluyor şiirlerde. Kelimelerle, cümlelerle ve şiirlerin tümünde yapılan oynamalar, oynaşlar temel şiir kurallarını –kendi öznelinde- bozan tavrı onu özgün kılıyor.

Papağan takılmış plak gibi hep aynı şeyi tekrar eder. Şair ana temalarının topladığı şiirler demeti olarak kurgulamış olmalı kitabı.. Et(ler)e, intihara, ölüme, kana, kasıklara, peygamberlere, aşka özel zaafı var: Sataşmadan edemiyor…

Kitaptan devam etmek en iyisi:

 

pil


otomobilin altında kalmış

peygamber.

 

bir delikten içeriye sızmaya çalışmış

hayatı boyunca kan.


kapan kapanmadan önce kararan hava

şişirmiş komik cinlerin etli ciğerlerini.

 

istanbul’a inen uçak

avcunda su içmiş karanlığın.

 

öyle yazmışsın mektubunda

öyle dedi akıl hastanesine yatırılan postacı. Sf.11

*

‘beni sevmene asla izin vermeyeceğim’

diye yazmışsın kapımdaki not defterine;

kendi kapımı çalmak zorunda kalmıştım

içerde olmadığımı bile bile! Sf.12

*

bir tahta masa iki iskemleyle sınırlıydı ülkemiz sf.13

*

‘aşkı dövmek lazım

kalbe terbiyesizlik ettiğinde!..’ sf.14

*

korkma!

yalnızca iki el ateş edeceksin

çünkü intihar, menzil değil! Sf.17

*

aşka bağışladım organlarımı sf.21

*

yorgunum pir sultan’dan beridir bu ülkede sf.26

*

ama uzun yola çıkarken

yanına insan almalı bir deli. Sf.27

*

bildir; tanrının ağlattığı gecelerde

nasıl utangaçtır yıldızlar

ay azarlarken onları. saklıyorsun;

bir, yalnızlığa fısılda bari suçunu. Sf.30

*

ikimizden birinin ölçeği incil’de yazıyordu

öpmek, karanlık bir sokakta bıçaklanmaya benzer sf.37

*

senin uzun saçlarına sardılar cesedimi sf.38

*

bir devrin dünyayı ayaklandıran dağınık gözlü atları

uğultular içerisinde gittiler kendi solgunluklarına..

oradaydım

ayağa kalksam ihtilal olurdu sf.42

*

hiçbir kuş, hiçbir kuşa adres sormaz sf.43

*

çiçek açsanız baharla aram bozulur

sizi bana bırakmaz bu yalnızlığınız sf.47

*

mutlaka kaymış bir yıldız takardı yakasına! Sf.52

*

bulanık, boktan bir sudur aşk

insanın kendini görmek için eğildiği! Sf.53

*

bugün kuşlarla senden, senin

o çok efkârlı ellerinden konuştuk uzun uzun sf.63

*

adımı ilk söylediğin gün

kan geldi kulaklarımdan o gece sf.66

*

seni ilk gördüğüm gün

bir martı oydu iki gözümü de sf.67

*

-öncesi, tende durmaz ki.. diyor, ben sf.78

*

gözgürültüsünün sf.89

*

zamanda bir an bir parantez açtı kendine herkes sf.91

*

cennet!

cennet, cehennemin tırnağı olamaz!

ve kaçınılmaz

ve karşı konmaz bir intikam hissiyle sf.93

*

neyse ki sevdim

neyse ki incindim

çok yıkılmadım

sadece yoruldum sf.94

*

Nar: Kalp Toplama Kampı! Sf.95

*

ölen kuşlar şiir olur / kuş öldürenler şair olur /

kuşların ölümü hep kuşkuludur! Sf.103

*

Sayfa 121 Kaknus şiiri muhteşem. Meraktaysan kitabı alabilirsin…

*

kelimelerin kifayetsizliğiydi zaten bir şairi darıltan sf.123

*

delirmek, abartısız bir terk ve göç biçimidir sf.124

*

seksek oynarken yerde sürüp fırlattığın taşım ben! Sf.127

*

cehennemde yüz yok

bitkiler, hayvanlarla konuşmuyor.

-

eriyen sadece kemik.. kalplerim kalacak..

ölümümden zırnık koklatmam toprağa!

kanamalı bir hasta için acele kin aranacak.. sf.130

*

telifi ödenmemiş hayatlar adına. Sf.168

*

bir ölüm, bir ölüme düş diye göründüyse sf.170

*

ben, sütüne hırs karışmış bozbozuk bir acıyım. Sf.171

*

-“denizin hangi yaralarından

düşmüştür deniz kabukları” sf.179

*

parçalanmış bir cesede tabut oldu valiziniz sf.185

*

o zaman karşı konulmaz ruhlarla

                       değişiriz üstümüzdekileri sf.186

Taylan Köken