30 Aralık 2010 Perşembe

çakma afrodit...


memleketimin afrodit'i şöyle buyurmuşlar, paylaşayım dedim:

* insanoğlu ne istiyor benden? beni aşağı çekerek hangi duygularını tatmin ediyor?
* kilolu değilim, televizyon beni öyle gösteriyor.

taylan köken 















28 Aralık 2010 Salı

mehmet ne görür, ne görmez?





yeni diyanet işleri başkanımız mehmet görmez'in ilk demeci internet ile ilgili oldu: bunlar çocuk, kadın, gençlik ve toplumu tahrip eden zehirli aygıtlar. ahlaki değerleri çürüten etkili ağlar ve acımasız menfaat savaşları insanı birbirine düşman ediyor, güçsüzleştiriyor ve yalnızlaştırıyor.

taylan köken 

27 Aralık 2010 Pazartesi

tansu çiller geri dönüyor...



robert koleji mezunu olan tansu çiller, boğaziçi üniversitesi ekonomi bölümü'nü bitirmiştir. doktorasını connecticut üniversitesi'nde veren çiller, doktora sonrası çalışmalarını yale üniversitesi'nde devam ettirmiştir. 1978 yılında doçent olan tansu çiller, 1983 yılında profesör olmuştur. 1990 yılında doğru yol partisi'nde siyasete atılmış ve 1993 yılında türkiye'nin ilk kadın başbakanı olmuştur. yeniden siyasete dönmesi için kamuoyu oluşturulan tansu çiller için yandaki eski bir haberi dikkatinize sunarım.


taylan köken                 
   







20 Aralık 2010 Pazartesi

protesto


ankara'da öğrenciler polise kartopu atmış...
bunlar da yumurta alamayan fakir protestocular olsa... 

taylan köken

teli kim kesti?

ip cambazı: canını göze alarak oynayan, demek.
bizde adapazarlı abdullah yıldız 16 yaşında cambazlığa merak salar. abdullah giydiği jimnastik kıyafetleri ile, atletik yapısı ile ipten düşmeden 25 yıl insanları eğlendirir. 57 yaşında dut ağacından düşerek ölür...
yakup özdemir de bu işe 15 yaşında sevdalanır. tel üstünde kuzuyu sırtına alır, yukarıda duasını okuyup kurbanını keserdi. telde harmandalı, zeybek oynardı. antalya'da bir gün gösteride iken, izleyicilerden biri "acaba gerçekten tel üstünde mi, yoksa gözümüz mü yanılıyor" diye düşünüp teli keser ve yakubun 10 yıllık cambazlığı biter... devlet hala teli keseni arıyor...

taylan köken

dikkat edin -01...

manisa'da kuşadası'dan kiraladıkları mercedes marka minibüs ile bir işyerini soyup kaçan zanlılar, izmir'in çiçekli köyünde yakayı ele verdiler. emniyet güçleri suçluları arabada bulunan gprs sayesinde kolayca yakaladılar... 

kaynak: 18.12.2010 haber türk

taylan köken

19 Aralık 2010 Pazar

küçük prens...


küçük prensi çocukluğunda okumayan var mı?
1943'de yayınlanan kitap, dünya üzerinde 200'den fazla dile çevrilmiş ve o günden beri üzerindeki ilgi hiç eksilmemiş. fransız yazar antoine de st. exupéry amerika'da yaşarken kitabı çocuklara yazmıştı. ama günümüzde çocuklardan ziyade büyüklerin ilgisini çekiyor...
mehmet sobacı küçük prens koleksiyoncusu. birbirinden farklı 550 küçük prens kitabı var. bunları sitesinde görsel bir arşive dönüştürmüş. mehmet sobacı, küçük prensin hayatını değiştirdiğini, elde edilen şeylerin değerini daha iyi anladığını söylüyor: kitapta, insanlığa ve hayata dair çok ilginç örnekler var. örneğin, halkı olmayan kral, hiç askeri olmayan general, işlevi olmayan matematikçi gibi... yani bir takım unvanlara sahip olabilirsiniz, ama altı boş unvanın hiçbir kıymeti yoktur.
mehmet sobacı'nın sitesi http://www.mehmetsobaci.com/    

not: james dean'in mezarlığında bulunan büstünün altında küçük prens kitabından sevdiği bir cümle yazıyor: asıl görülmesi gerekeni gözler görmez.

taylan köken

17 Aralık 2010 Cuma

kadın-erkek...

erkekler tahmin etmek
ve başarısız olmak için yaratılmıştır.
kadın?
geri kalanlar için...

taylan köken

16 Aralık 2010 Perşembe

gülmek...


insanlar bir yaştan sonra gülmüyor...

uykusuz çizeri umut sarıkaya

taylan köken

15 Aralık 2010 Çarşamba

tuhaf suç...

çağdaş yaşamı destekleme derneği iddianamesi tamamlandı. dernek hakkındaki suçlama şöyle; doğu ve güneydoğuki yoksul kürt öğrencilere burs vermesini, yalnızca bu bölgedeki öğrencileri desteklediği için ayrımcılık yaptığı teziyle gerekli soruşturmanın tamamlanması amacıyla beyoğlu cumhuriyet savcılığına gönderildi...

taylan köken

14 Aralık 2010 Salı

yumurta atan biri...

eyüp can radikal gazetesindeki köşesinde bir öğrencinin mektubunu yayınladı. satırbaşları şöyleydi:
* şimdiye kadar hiçbir şiddet eylemine karışmadım.
* her türlü şiddetin sonuna kadar karşısındayım.
* bu bir macera arayışı değil, çünkü benim iki haftam günde azami üç lira harcayarak geçti.
* rektör yeni aldığı onlarca beygirlik mercedes'iyle yanımdan geçerken ben 15 kilometrelik evime yürüyerek gidiyorum.
* devlet, fabrika sahibinin -evet emin olabilirsiniz- fabrika sahibinin oğlunu yurduna yerleştirirken esnaf çocuğu olarak ev tutmak zorunda kaldım.
* sadece harcımı ödeyebilmek için, yaz aylarında üç ay 14 saat aralıksız çalışmak zorundayım.
* sistem beni o gün kapı önüne koyarak ve daha onlarca kez yaşattığı haksızlıkla bir sistem düşmanı haline getirdi.
* kanunlara, doğaya, insanlara saygılı bir bireyi, iyi bir insan olabilmek için çabalayan bir genci, nefrete sürükleyen, acı çektiren bu düzeni reddediyorum.
* anarşist değilim.
* ama son zamanlarda kendimi anarşist gibi hissetmeye başladım.
* sisteme takacağım bir çelme hayallerimde bana, bahsettiğiniz cenneti yaşatıyor...

sizce atılan yumurta sisteme atılmamış mı?

taylan köken

12 Aralık 2010 Pazar

inek meselesi...

nejdet baykal isimli arkadaş fatih altaylı'ya aşağıdaki yazıyı göndermiş:
"üç tarafı denizlerle çevrili olmasına rağmen çipurayı çiftlikte yetiştirmeyi başaran türkiye, dünyanın en güzel meralarına sahipken, ineği de taaa uruguay'dan getirmeyi başardı. yeterli ineğimiz yok çünkü. koyun sayımız iyi. öküz de getireceklerdi aslında. şöyle bi baktılar etrafa...
eee, yeteri kadar var. var ama, hayvan başka şey, hayvancılık başka şey maalesef. bu uruguay'dan ilk önce lugano gelmişti bize. bonservisi 6,5 milyon euro'ydu, 4 yılda ödenen para 14,5 milyon euro. uruguay ineklerinin tanesi 1800 euro. 8 bin tane gelecek, onlar da 14,5 milyon euro.
hadi diyelim, inek yetiştiremiyoruz. bi tane lugano yetiştirip uruguay'a göndermeyi becerebilseydik, inekler bedavaya gelecekti yani. o nedenle, lugano'nun kaptanı olduğu uruguay milli takımı, dünya kupası'na katılıyor, biz ise uruguay ineklerinden mangal yapıp kupayı televizyondan seyrediyoruz anca.
top çevirmeyi bırakıp kıyaslarsak: türkiye'nin nüfusu 72 milyon. alt tarafı 10 milyon ineği var. uruguay alt tarafı 3,5 milyon kişi. 13 milyon ineği var.
netice itibarıyla özet! mesele, üç çocuk yapmak değil yeğennn!
mesele, üç inek yapmak..."

taylan köken

11 Aralık 2010 Cumartesi

yumurta...

protesto mu yumurtadan çıkar
yumurta mı protestodan?

taylan köken