20 Ocak 2011 Perşembe

sorun anlamaya çalışmamak...

niçin padişahlarımızla övünme gereği duyarız? yoksa kendimizde övünülecek bir yan olmamasından mı? ömürleri boyunca tek bir tarih kitabı okumamış insanlar, yaygarayı kopartıverdiler... bu ülkede bunca şey olurken "muhalif isyanlarını" bir dizi için kullanmaları, ne kadar ironik... sanki padişahlar insan değil. onların cinsel hayatı yok, onların sevgileri, arzuları yok, onlar başka türden varlıklar çünkü...
iki haftadır kavga gürültü. konu ile ilgili basındaki satır başlarına bir bakalım:
* dizi daha izlenmeden rtük'e 74.000 şikayet geldi. oysa bugüne kadar bir yılda 70.000 şikayet alıyordu rtük.
* en çok bilenlerimizden biri olan bülent arınç hemen konuştu: gerekirse kanal kendiliğinden yayından kaldırır.
* mhp'li alim ışık da dedi ki: padişahın içki içtiği (ki şerbet içiyor, ki padişahlar içki içmez gibi), hayatının harem (ki bir sürü tarihi olay ve kanuni'nin dünyaya bakış açısı açıkça daha ilk bölümde gözler önüne seriliyor) ve cinsellikten (ki kanuni'nin hürrem sultan ile olan aşkı ve onun için yaptıkları tüm tarih kitaplarında yer alırken) ibaret olarak gösteriliyor.
* prof. ilber ortaylı şöyle diyor: daha dizinin bir bölümünü gördüler ve tartışma çıkardılar. ne kadar geri kalmış bir kafa bu. diziyi protesto edenler, tuhaf tuhaf laflar edenler, anlaşılır bir şey değil.      
* uğur vardan şöyle dedi ve ne güzel demiş: özgürlük sloganlarıyla yapılan referandumun üzerinden uzun bir süre geçmeden, kimin özgürlükten ne kadar anladığını ve çizgilerinin nereye kadar uzandığını görüyoruz. gerçeğin, ne kadar gerçek olduğunu biliyoruz.
* şenay aydemir şöyle diyor: arınç'ı rahatsız eden tarihin çarpıtılmasından çok, ona fazla sadık kalınması bence.
* oral çalışlar köşe yazısını şöyle bitiriyor: 18. yüzyılda yaşamış fransız edebiyatçı antoine de rivarol'un bir cümlesini muhafazakarlara hatırlatmak isterim: "muhafazakarlık, geçmişe takılıp kalmak değil, bütün çağların ortak değerlerinden bir yaşam yaratabilmektir."
* çınar oskay kısa bir kanuni tarihi yazmış: 26 yaşında tahta çıkmadan önce manisa'daki hareminde 17 cariyesi vardı. (dizide 15 cariye var mıydı?) roxelana (hürrem sultan) ilk beş yılda beş çocuk verdi. daha önce hiç bir sultan tek bir kadına bağlı kalmamıştı. roxelana'yı büyü yapan bir cadı sanıyorlardı. (dizi de bu büyük aşkın nereden ve neden böyle olduğunu anlamadık bile daha. ama anlamaya çalışmak için neden uğraşalım.) roxelana 1531 ylında kambur bir erkek çocuk daha doğurdu. (kambur veliaht mı olur?) ama kanuni aynı şevkatle oğlu cihangir'i bahrına bastı ve yanından ayırmadı. ve 1533 yılında roxelana süleyman ile evlendi. bir sultanın resmi karısı olan ilk köle olarak tarihe geçti. (ve yazı kanuni ile hürrem'in bir birine yazmış olduğu kasideler ve notlarla devam ediyor ve sonu şöyle bitiyor.) insan, 500 yıldan uzun süre önce yaşanmış bu muhteşem aşka bakınca düşünüyor... insandaki aydınlığın, yaşadığı çağla ilgisi yokmuş meğer.
* murat bardakçı diyor ki: filmden, romandan tarih yazılmaz. film olarak seyredin. "osmanlı ecdadıyız, diziyi yayınlamayın" diyenlere gaz lambası ışığı tutalım.
* kadir kaymakçı şöyle diyor: yıllar önce hamam filmini izlememiş hamamcılar odası başkanı'nın televizyona çıkıp da "böyle hamam olmaz" diyerek ferzan özpetek'i eleştirdiği gece bu ülkenin fişini çekmek gerekti aslında! kapıcı cafer'i protesto eden kapıcılar ya da dr. erol bey'in klibindeki hemşiler de yetmedi bize... (evet yetmedi. sokağa çıkıp sorsak bu topluma "muhteşem süleyman kimdir" diye yüzde sekseni süleyman demirel diyecektir bize, ama işte onlar ecdadıma dokunma diyor. asıl siz dokunmayın!)
* biri geçenlerde 'osmanlı dudaktan öpüşmezdi' dedi. kanuni "dudakların, hz.isa'nın nefesi gibi bana hep can vermektedir" beyitinde hürrem'in dalağını kastediyormuş. murat bardakçı.

kendi adıma bir not düşmek isterim. ben ilk bölümden öğrendim pargalı ibrahim paşa'nın kim olduğunu. siz de arama motorlarına bakın kolayca bulacaksınız. kanuni'nin yanındaki bu özel kişiliğin yaşamı gibi sonu da ilginç. adülhamit padişahımızın torunu çıktı tv'ye: böyle olmamalı diyor. padişah dokunulmazdı, ulaşılmazdı, diyor. aslında bu mahrumiyetin bittiği andır, cumhuriyet. arınç ikinci bölümü seyretmemiş. maç seyretmiş. çözüm bu kadar basit aslında. seyretmeyin kardeşim... benim daha ilk bölümünde karar verdiğim ve seyretmediğim nice dizi var...

taylan köken

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder