31 Ocak 2014 Cuma
sebastiao salgado...
http://www.photography-now.net/sebastiao_salgado/portfolio1.html adresinde seçme resimlerini, Facebook'da genel sayfasından fotoğraflarını takip edebilirsiniz...
Taylan Köken
30 Ocak 2014 Perşembe
eşeği saldım çayıra...
![]() |
Kazak Abdal Türbesi |
Kaynak: Resim-www.gezgindergi.com Şiir -www.edebiyadvesanatakademisi.com
EŞEĞİ SALDIM ÇAYIRA
Eşeği saldım çayıra
Otlaya karnın doyura
Gördüğü düşü hayıra
Yoranın da avradını
Münkir münafıkın soyu
Yıktı harap etti köyü
Mezarına bir tas suyu
Dökenin de avradını
Derince kazın kuyusun
İnim inim inilesin
Kefen dikmeye iğnesin
Verenin de avradını
Dağdan tahta indirenin
Iskatına oturanın
Hizmetini bitirenin
İmamın da avradını
Müfşidin bir de gammazın
Malı vardır da yemezin
İkisin meyyid namazın
Kılanın da avradını
Kazak Abdal söz söyledi
Cümle halkı dahleyledi
Sorarlarsa kim söyledi
Soranın da avradını
Taylan Köken
29 Ocak 2014 Çarşamba
ormanda büyüyen adam azgını...
Medrese kaçkını softa bozgunu
Selam vermeğe dervişan beğenmez
Alemi tan eder yanına varsan
Seni yanıltır bir mesele sorsan
Bir çim bile çıkmaz karnını yarsan
Camiye gelir de erkan beğenmez
Elin kapusunda kul kardaş olan
Burnu sümüklü gözü yaş olan
Bayramdan bayrama bir tıraş olan
Berber dükkânında oğlan beğenmez
Dağda bayırda gezen bir yörük
Kimi tımarlı sipahi kimi bir bölük
Bir elife dili dönmeyen hödük
Şehristana gelir ezan beğenmez
Bir çubuğu vardır gayet küçücek
Zu’mü fa’sidince keyf getirecek
Kırık çanağı yok ayran içecek
Kahveye gelir de fincan beğenmez
Yaz olunca yayla yayla göçenler
Topuz korkusundan şardan kaçanlar
Meşe yaprağını kıyıp içenler
Rumeli Yenice’si dühan beğenmez
Aslında neslinde giymemiş hare
İş gelmez elinden gitmez bir kare
Sandığı gömleksiz duran mekkare
Bedestene gelir de kaftan beğenmez
Kazak Abdal söyler bu türlü sözü
Yoğur ayran ile hallolmuş özü
Köyden şehre gelse bir Türk’ün kızı
İnci yakut ister mercan beğenmez.
28 Ocak 2014 Salı
pink sword...
Taylan Köken
27 Ocak 2014 Pazartesi
andrey belkov...
26 Ocak 2014 Pazar
anja stiegler...
Taylan Köken
25 Ocak 2014 Cumartesi
jordan matter...
24 Ocak 2014 Cuma
thomas barbey...
Taylan Köken
23 Ocak 2014 Perşembe
edmondo senatore...
Taylan Köken
22 Ocak 2014 Çarşamba
ölümü konuşmak...
21 Ocak 2014 Salı
tarih vakfı...
Taylan Köken
20 Ocak 2014 Pazartesi
istanbul...
Taylan Köken
19 Ocak 2014 Pazar
çütam...
18 Ocak 2014 Cumartesi
imparatorun yolculuğu...
17 Ocak 2014 Cuma
doğu avrupa'daki göktürk (runik) işaretli yazıtlar...
16 Ocak 2014 Perşembe
hatti ve hitit uygarlıkları...
15 Ocak 2014 Çarşamba
hatiplik sanatı...
14 Ocak 2014 Salı
taaşşuk-u tal'at ve fitnat...
Şemseddin
Sami, Tanzimat Dönemi yazarlarındandır. 1850 doğumludur. Taaşşuk-u Talat ve Fitnat yani Talat ve Fitnat’ın aşkı Batılı
anlamda yazılan ilk roman olarak anılmaktadır. Yazar almış olduğu eğitimin
etkisiyle bu romanı o anlamda yazabilmiştir. Şemseddin Sami’nin asıl ünlü
yapıtı iki cilt halinde yayınlanan Kaamus-u
Türki adlı eseridir. Osmanlıcadaki tüm sözcükleri kapsayan bu eser
günümüzde dahi kullanılmaktadır.
Yazarın
eserlerinin tamamı irdelendiğinde o da Ahmed Mithat Efendi gibi topluma öncülük
eden, öğretmenlik yapan bir yazardır.
Yazar, Taaşşuk-u Talat ve Fitnat’ı 22 yaşında yazmış ve yazın yaşamına girmiştir. O dönemin modasına uygun olarak, Coşumcu(Romantik) akımına ait bir ürünüdür. Ayrıca roman içinde halk hikâyelerinden, mesnevilerden de örnekler bulunmaktadır.
18
yaşında yetim kalan Talat Bey, yine 1 yaşında öksüz kalan ve babasını dahi
tanımayan Fitnat’ın ilk görüşteki aşklarıdır. Bu aşk çok değişik oyunlar ve
entrikalarla şekillenecektir. Bu konulara girdiğimiz takdirde romanı okumanın
bir anlamı kalmayacaktır. Bu yüzden kalan hikâyeyi okuyucuya, merak edenlere
bırakmak gerekir.
Kitabı
günümüz Türkçesine Kemal Bek uyarlamıştır.
13 Ocak 2014 Pazartesi
acaib-i alem...
12 Ocak 2014 Pazar
zehra...
11 Ocak 2014 Cumartesi
karabibik...
Nabizade Nazım, ilk yazarlarımızdan olup, Tanzimat Dönemi ikinci kuşak olarak tanımlanan nesildendir. Bu neslin en önemli özellikleri, yapıtlarını (şiir veya düzyazı) siyasetten uzaklaştırmış ve konularını yaşamla ilişkilendirmiş olmalarıdır.
Karabibik ise uzun öykü-anlatı türünde Köy Yaşamına ait ilk yazılan yapıt olma özelliğini taşımaktadır. Yazar, bu konuda başka yapıt üretmemiştir. N. Nazım, bu hayatı aktarırken köyde yaşayıp yaşamadığı bilinmiyor. Bu Gerçekçi-Doğalcı yapıt için de konuların çok ayrıntılarına girmeden, ana noktalarına değinilerek yazıldığı belirtilmektedir. Eserde, kahramanımız herhangi bir ahlaksal tavır sergilemez. Yazar yapıtı üçüncü şahsın ağzından objektif şekilde aktarmaktadır. Bu aktarımda kendi düşüncelerine yer vermez. Yapıtta yan kişiler çok azdır. Olaylar, Karabibik çevresinde dönmektedir. Yazar Karabibik’in psikolojisine de dokunmaktadır. Yazarın dili sadedir.
Kitap
Kemal Bek tarafından günümüz Türkçesine uyarlanmıştır.
10 Ocak 2014 Cuma
reading hapishanesi baladı...
Oscar Wilde, 1891 yılında Bosie adını verdiği esmer güzeli bir genç ile tanışır. Bu gençle olan ilişkisi yüzünden karısını ve çocuklarını terk eder. Bu gençle toplum içinde dolaşır, seyahatlere çıkar. 1895 yılında genç adamın babası olan Lord Queensberry, Oscar Wilde’i şikâyet eder. Mahkeme onu bu ilişkisinden dolayı iki yıl kürek cezasına çarptırır. Reading Baladı, bu hapishane yaşamından kalma bir üründür.
Yazar,
hapishane günlerinden çok büyük dersler çıkarmıştır. Hapisten çıkar çıkmaz bu
uzun şiiri yazar. Baladı hapishanede idam edilen gerçek bir kişilikten
esinlenerek yazmıştır. Onun idamı hem hapishanedekileri, hem de yazarı derinden
etkilemiştir.
Ben ise
kitabı, okunması için sıra bekleyen kitaplarımın arasından Tv’de yayınlanan
“Ezel” isimli dizide “Ramiz Dayı” karakteriyle bu şiirin ilk dizelerini okuyan
rahmetli Tuncel Kurtiz’in sesinden dinleyerek okumuştum.
Kitabı Türkçemize Tozan Alkan tarafından çevrilmiştir.
Ramiz
Dayı’nın okuduğu bölümü buraya aktarıyorum:
Kulak
verin sözlerime iyice,
Herkes
öldürebilir sevdiğini
Kimi
bir bakışıyla yapar bunu,
Kimileri
dalkavukça sözlerle,
Korkaklar
öpücük ile öldürür,
Yürekliler
kılıç darbeleriyle!
Kimi
gençken öldürür sevdiğini
Kimileri
yaşlı iken öldürür;
Şehvetli
ellerle öldürür kimi
Kimi
altından ellerle öldürür;
Merhametli
kişi bıçak kullanır
Çünkü
bıçakla ölen çabuk soğur.
Kimi
aşk kısadır, kimi uzundur,
Kimi
satar kimi de satın alır;
Kimi
gözyaşı döker öldürürken,
Kimi
kılı kıpırdamadan öldürür;
Herkes
öldürebilir sevdiğini
Ama
herkes öldürdü diye ölmez. Sf:14-15
9 Ocak 2014 Perşembe
kırık taşlar...
Hemşerimizdir,
Heraklaitos. İyonyalı’dır. Sözünü esirgemez. Kırık Taşlar, bu korkusuz
filozofun günümüze kalabilen az sayıda düşünce kırıntılarıdır. Dünyayı, evreni
anlama çalışmalarıdır. Ateşe, suya, güneşe, toprağa bakan ve algılayan
incilerdir bu sözler. Sol düşünceyi etkilemiştir. Bilinen ününe rağmen
“muammacı”, “karanlık” ve “ağlayan” gibi sıfatlarla anıldı ve gerçek değeri
“materyalist” düşünce ile tekrar popülerleşmiştir.