7 Ocak 2014 Salı

bizans definesi...

OKTAY AKBAL
BİZANS DEFİNESİ / ÖYKÜ / CAN / 1990 / 96 sayfa

Oktay Akbal’ın ilk kitaplarından biridir. İlk basımı Yeditepe Yayınlarında 1953 yılında yayınlanmıştır. Öyküler ilk gençlik yıllarından süzülen anılardır, yaşanmışlıklardır.
Öyküler için aldığımız notlar şöyledir:
Bizans Definesi: Çocukluğumuzun gizli kalmış hayalleri, güçlü duyguları, hırsları anlatan bir öykü.
Kızkıran Haydar: İlk gençlik dönemlerinin zamparası. Hayaller içinde yaşayan, elde edemediği kızların hayalleriyle yaşayan bir zampara.
Ester ile Roza: Yeni kurulacak İsrail için hayalleri olan iki İstanbullu Musevi’nin hangi gözle görüldüğüne ilişkin çarpıcı bir hikaye.
Cambazlar: Yine gençlik tutkularının sarıldığı hayaller, yalanlar, yanlış anlamalar.
Gar: Çoğu seyahat için değil, zorunluluktan göç edenler ve fakirliğin gözleri.
İlk Gençlik Sevdaları: Kanın deli aktığı dönemde ilk arzular ve dünyaya farklı bir bakış.
Parktaki Kanepe: Yine hayaller üzerine bir hikaye. Öykü kahramanının hayalleri parktaki kanepe üzerinde, yazarın hayalleriyle çakışır.
Havuzlu Ev: Yaşamımızla, mahallemizde izlediğimiz ilgi duyduğumuz yaşamlar ve beklemediğimiz sürprizler.
Sonra Tren Kalktı: Tren istasyonundaki trençkotlu gizemli adamın düşündükleri.
Keçi: Çocukluk çağından çıkarken eve gelen bir keçinin yazar üzerinde yaratmış olduğu iz düşümler. Keçi bir yan nesne, önemli olan onun yaratmış olduğu olaylar. Daha ortaokula giden ağabeyin evden kaçarak iç güveyi olarak sevgilisinin evine sığınması. İlk sevdalar ve hayatın gerçekleri üzerine başa gelenler.

Kitaptan kısa notlara gelirsek:
Ama yol boyunca o iki genç kızın şu koskoca dünya içindeki didinmelerini, çırpınmalarını, insanlara, onların kötülüğüne karşı, gece gündüz çarpışarak, arzuladıkları bir mutluluğun ardı sıra koşuşmalarını düşünüyordum. Bir daha ne Roza’yı ne Ester’i görebilirdim. Sf:33
*
Hayallerimle gerçek hep böyle uygun sürüp gidecek sandım. Oysaki hep aldandığımı unutmamalıydım. Böyle kolay, yalın görünüşlere kendimi kaptırmamalıydım. Ama olan oldu. Hayallere gerçekten ötede bir anlam ve değer vermek alışkanlığım beni öteden beri tatsız kırgınlıklara, acı bezginliklere sürüklemişti. Bu defa da böyle olacağını nasıl bilemedim! Belki de bilmek, anlamak istemedim. Sf:68

Taylan Köken 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder