14 Şubat 2014 Cuma

yanko bey...

Beyoğlu’nun yosmaları kalburüstüdür ve Tepebaşı Bahçesinin yine kalburüstü beyleri, paşaları, mösyöleri ile hasbıhal içindedirler. Salah Bey sıralar matmazelleri: Nemseli Anna, Deli Eleni, Kara Katina, Arnavutköylü Poliniya, Çakır Uskuhi, Benli Anjel…

Ya matmazeller olurda çapkınlar olmaz mı? Hızlı erkeklerden biri de Sarayı Hümayun mimarı Yanko Bey’dir. Dahası, o buşu teknik hale getirmiştir. İçtiği şeyin parasını önceden öder, fırlamaya alesta bir durumda geleni, geçeni kollar. Sf:61
parantez-5:

II. Abdülhamit Döneminde saray ile ilişkisi olup, yarı özgür konumda çalışan gayrimüslim bir mimardır Yanko Bey. Babası Vasilaki İoannidis ile birlikte fiyatları yüksek olmasına rağmen Darülaceze Binasının inşa işi bu aileye II. Abdülhamit’in onayıyla verilmiştir. Devletin resmi başbakanın dışında padişahın hükümranlığıyla oluşmuş “ara kadro”lardan olan bir meslek grubu da mimarlık faaliyetleridir ve tamamen padişahın kontrolünde çalışırlardı…

Meraklısı İçin Not: Sayın Oya Şenyurt’un “II. Abdülhamit Döneminde İki Ünlü Saray Mimarının Siyasi İlişkileri” araştırmasına PDF dosyası olarak internet ortamında ulaşabilirsiniz… www.sosyalarastirmalar.com


Salah Bey Sözlüğü:

çağşaklı marşlar: çağşak; eklem yeri oynak, gevşek… ayrıca; eski, çakıllı yer, moloz…
züğürt takımı: fakir, ayak takımı…
ayak tepmek: tekme atmak…
mızıka kameriyesi: bahçe kameriyesinde çalan küçük orkestra…
ezelenmiş deniz: ezelenmek, yürekten dilemek, istemek…
kıvrak gülücükler: davetkar, çağıran gülümseme…
rampa etmek: yanaşmak, yavaşça yakınlaşıp ilgi göstermek…
flavtanın kahkahaları: flavta orta çağda çalınan, odundan yapılan üflemeli bir çalgıdır. Günümüzdeki blok flüt bu çalgıdan esinlenerek yapılmıştır.

Taylan Köken 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder