YILMAZ KARAKOYUNLU
SALKIM HANIMIN
TANELERİ / ROMAN / SİMAVİ / 1990 / 160 sayfa
Siyasal
Bilgiler Fakültesinden mezun olan Karakoyunlu Devlet Planlama Teşkilatında
görev aldıktan sonra, özel sektöre geçer ve genel müdürlük, koordinatör,
yönetim kurulu üyeliklerinde bulunur. 1995 yılında Anavatan Partisinden
milletvekili olur ve Ecevit kabinesinde bakan olarak yer alır. Bugünlerde
Habertürk gazetesinin İzmir ekinde köşe yazıları yayınlanıyor.
1990 yılında
yayınladığı “Salkım Hanımın Taneleri” romanı ile Yunus Nadi Roman Ödülü’nü
kazanmıştır.Güz Sancısı ve
Salkım Hanımın Taneleri romanları sinemaya da uyarlanmıştır. İzmir Suikastı’nı
ardında Varlık Vergisi meselesini anlattığı kitabı Salkım Hanımın Taneleri
romanıdır. Üçleme Güz Sancısı romanı ile devam etmiştir.
Kitaptan devam
edelim:
Cumhuriyetin ilk kapitalistleri tahsilli
adamlardı. Çoğu İttihat Terakki’nin önde gelen aileleri ile evlilik yapan
toprak zenginlerinin çocukları olarak yetişmiş; iyi öğrenim görmeleri için
dışarı gönderilmişlerdi. sf:34
*
İttihatçılık Rumeli’de doğup büyüdüğü için
Anadolu’yu tanıyamamış ve pek sevilmemişti. “Hiçbiri geride servet bırakmadan
gittiler; namuslu adamlarmış” diye kendi kendine söylendi. sf:53
*
-Saracoğlu, İstanbul’u Bizans, Anakara’yı da
Edirne sanıyor… Bizansı yeniden fethe çıkmış bir Cumhuriyet Yeniçeri’sinin
heyecanı bu… Geçer… sf:56
*
-Muvaffakiyet, iyi hedefler seçmek ve bunu
başarmaktır. Zaman sana yardımcı olmuyorsa, beklemeyi bileceksin. Bu talih
değildir; sabırdır… Sabır insanın içinde azmi yaratır ve büyütür. İnsanları ve
hadiseleri hep bu muvaffakiyet için kullanmayı öğrenmelisin. Kimi gün sert ve
zalim; kimi gün, eğer icap ediyorsa, alttan alan oynak hisler taşımalısın
içinde… sf:84
*
-Çavuş, insan Allah rızası için bir Müslüman
ismi okur.
Gülüştüler… sf:96
*
Misal olsun diye söylüyorum. Ben Nimet’i
severim. Hem de çok severim. Yalnız benim için değil, herkes için kıymetli
kadındır… Erkek adam, hangi kadının kendini sevdiğini koynunda anlar diyorlar
ya, aldırma sen o palavralara. Ben kadını ağlarken, gülerken, yatarken,
kalkarken değil; erkeğine ders verdiği zaman severim. Nimet, dün bana dersimi
verdi. Sf:125
*
Bütün rejimlerde ahlaksızlık görülür. Bu
saltanatta da vardı; Cumhuriyet’te de var. Muhtekiri, hırsızı, olmayan bir
İstanbul düşünebilir misiniz? Sf:136
*
“Servetin el değiştirmesi, mirasta da olur.
Bir servet sınıf değiştiriyorsa, işte o zaman fırsat doğuyor demektir… Her şey
altüst olur. Bütün kültürlerin ahlakını değiştiren olay budur.”
---
Kurtlar, kuzunun bol olduğu yeri değil,
sahipsiz kaldığı yeri severler… sf:140
İnsanların hakları, farklarından belli olur.
Sf:143
*
Üstadım, gel Kadıköy’e kadar yürüyelim. Her
şeyde özlediğim deniz kokusu var. Sf:160
Taylan Köken
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder