28 Haziran 2020 Pazar

uzak bir kıyıda...

GÜLTEN AKIN      
UZAK BİR KIYIDA / ŞİİR / YKY /2003 / 55 sayfa

Gülten Akın için şiirin naif kraliçesi desek yanlış olmaz. Hayatı boyunca şiir yazdı, şiiri düşündü ve hatta düz yazılarında dahi şiiri yazdı. YKY’da çıkan bu şiir kitabında artık iyice yetkinleşmiş ve yetmiş yaşın olgunluğundadır.

Kitaptan birkaç bölüm aktaralım:

PAZAR

Pazar çocuk kızların nesidir
ten kafesidir sf.12
*
Şiir ayraç mı demiştim
yok.
iki anlama açılan bir dokunuşla
artık ne eşik ne ayraç
hikmet serseri sf.17
*

SÖZCÜKLER

Kimse tanımasın için onları
şairler kimi sözcüklerini yok ettiler sf.25
*

ORDA KALDIM

Giden gitti –yiten zaman-
açtığın kapıdan girdim, adımı söyledin
işte orda kaldım

herkes nerde? (gibi yanlarında durdum)
yiten zaman –onlar öyle sandı-
hiç ayrılmadım ki –aklım-
ben orda kaldım
senden bana hiç durmadan akan neyse
olsan olmasan
yansıladım –yüreğim ben-
sen yoksan da iki olduk
gidenlerle gittim –gibi-
dünya –zaman-
ben orda kaldım sf.28

Taylan Köken

25 Haziran 2020 Perşembe

şiirler...

ATAOL BERHRAMOĞLU
ŞİİRLER 1959-1982 / ŞİİR / ADAM / 1982 / 192 sayfa

Orhan Veli kitabıyla birlikte ilk aldığım şiir kitaplarından biridir. Kitap, Asya-Afrika Yazarlar Birliği Lotus ’81 Ödülü’nü almıştır.

Bu kitabı bir abimiz elinden hiç düşürmezdi. “Bak bu şiiri de harika!” deyip heyecanla okurdu. Sonra o heyecanını hiç kaybetmeden bu şiirleri beste olarak kullandı ve 1985’lerden sonra bir dalga halinde peş peşe albümler çıkaran Özgün Müzik kervanına katıldı.

Muhakkak çoğu kişi bugün onu hatırlamayacaktır bile. Oysa o dönemde ilk albümü 1987 yılında çıktığında bir anda patlamıştı, Arif Kemal. Oysa o bizim sınıf arkadaşımızın abisiydi sadece ve güzel saz çalar, türkü söylerdi. Arif Karakale’ydi gerçek ismi ve 1987 yılında peşpeşe Red Türküleri-1 ve aynı yıl Red Türküleri-2 albümünü çıkardı. 1988 yılında Red Türkleri-3 albümü de gecikmeden geldi. Son albümü yine 1988 yılında Red Türküleri-4 (Anadolu Konserleri) adıyla yayınlandı ve hızlı giriş yaptığı sahnelerden aynı hızla çekildi…

Bu kitabı elime aldığımda ise muhakkak bir daha bir daha okuduğum tek bir şiir vardır ki bu şiir bilgisayarımda kayıtlıdır ve beni en çok etkileyen şiirlerden biridir; belki de benim için bir şiir değil bir manifestodur ki bu şiir bilgisayarımda kayıtlıdır ve beni en çok etkileyen şiirlerden biridir; belki de benim için bir şiir değil bir manifestodur; Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var…

Yaşadıklarımdan Öğrendiğim Bir Şey Var

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
Denize saatlerce bakabilir, bir kusa, bir çocuğa
Yasamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
Kopmaz kökler salmaktır oraya

Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir tas gibi dinleneceksin

İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına
İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
Fakat ne kadar sevinç varsa yasamak özlemiyle dolmalısın

Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
Dolaşmalı damarlarında hayatin sonsuz taze kani

Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara, göğe, bütün evrene karışırcasına
Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

Taylan Köken

13 Haziran 2020 Cumartesi

bütün şiirleri...

ORHAN VELİ         
BÜTÜN ŞİİRLERİ / ŞİİR / ADAM / 1987 / 218 sayfa

Adam Yayınları elimizde kitabın, Orhan Veli’nin Bütün Şiirlerinin 23. basımı olduğunu söylüyor. Kitap daha önce 22 kez basılmış. 1951 yılında Varlık Yayınevi tarafından ilk baskı yapılmış. 14 ve 15. basımları Bilgi Yayınevi, 16-22. arası basımları ise Can Yayınları gerçekleştirmiş.

Kitabın arka kapağında; Ne yazık ki ilk basımdan başlayan dikkatsizliklerin, düzelti savrukluklarının yarattığı yanlışlar, basımdan basıma geçilirken gittikçe çoğaldı. Öyle ki bir saatten sonra bu yanlışların düzeltilmesi için girişilen iyi niyetli çabaların da yetersiz kaldığı görüldü şeklinde yapılan tespitle 1987 yılında Adam Yayınlarının bu işe el attığı görülmektedir. Bu basımda yapılan düzeltmeler ve şairin sağlığında istemiş olduğu şiir dizilimi dikkate alınarak adeta bir Orhan Veli’ye dönüş kitabı yapılmıştır.

Kitabın başına yazdığım Anlatamıyorum şiirinin son kıtasını buraya alıyorum:

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.

Taylan Köken

8 Haziran 2020 Pazartesi

enis batur'a mektuplar...

İLHAN BERK        
ENİS BATUR’A MEKTUPLAR / MEKTUP / ÇOLPAN / 2019 / 224 sayfa

Çolpan Kitap’ın ikinci mektup kitabı yine benim sevdiğim yazarlara denk gelmiş. İlki Ece Ayhan’dan Enis Batur’a mektuplardı; Hoş Çakal Hoş Tilki.
İlhan Berk’in mektuplarının çoğu özel bir istek içermiyor. Çoğunluğunda Enis Batur’u bir yayın yönetmeni olarak görüp, yazdıklarıyla ilgili isteklerde bulunuyor. Ara sıra kızıyor, öfkeleniyor Enis Batur’a. Ancak E.B. belli yıllarda uzun Avrupa seyahatleri yapıyor. Paris’de ev tutup orada yaşıyor, yazıyor. Belki de samimi olduğu, değer verdiği bu yazarlardan ve bitmeyen isteklerinden uzaklaşmak istiyor. Eğer günümüz iletişim olanakları 1980’lerde olsaydı ne yapardı E.B.? Fırlatıp atar mıydı?
İlhan Berk, E.B.’a 1988’de şöyle diyor “Yahu Enis, sen insanı deli edersin, bilmem bunu biliyor musun?” Bu serzenişte kısaca yukarıda aktardığım hemen cevap verememe, geriye dönememe durumları var muhakkak. Ancak şair şaire 1991 yılına dek küser…
Başka bir ayrıntıysa İlhan Berk gibi bir üstadın E.B. şiirine, yazılarına ve kitaplarına göstermiş olduğu iltifatlar. Yer yer hayranlık duygusu ve hatta kıskançlık sözleri de bu mektuplarda okunmaktadır. Sakın şaşırmayın…

Kitaptan kısa notlara geçelim:
Gelecek sayılarda Halikarnassos otlarını yazacağım(Birsel’in dediği gibi insan orta malı şeyler yazmadıkça ünlenmiyor). Sf.23
*
 Bir kuyunun karşısında gizlilik yemini ettiğimiz gibi. Sf.26
*
Biraz sonra çıkacağım İstanbul’u tepmeye. Ne kenttir bu yahu! Adamın içine içine işliyor. Sf.29
*
Bakkallara düşmüş okul defterleri gibiyim. Sf.30
*
Dünya çok genç. Sf.51
*
“Sözcüklerin anlamları yoktur, kullanımları vardır.” (J.C. Giroud) sf.58
*
Sevgili Enis, yanıtsız bırakarak beni çileden çıkarma, acele telefon ya da mektup bekliyorum. Sf.64
*
Şairlerin düşünceleri yoktur. Şiirleri vardır! İlle bir şey mi çıksın diyorsun: Öyleyse her şeyden ordan çıkmalı. “Karanlığın sonuna gittim ben”, yeter bu insana. Sf.73
*
 Düşünen şairler gibi düşüncesi olmayan şairler de var: Ahmet Haşim’in, Dranas’ın, Dağlarca’nın, Necatigil’in düşüncesi yoktur, şiirleri vardır. Sf.75
*
Bütün boyutları, bütün kazıları, açıklıkları, labirentleri, yeraltları gidilmiş, çizilmiş; bundan böyle (eğer bu şair ölmez ise) ayrıntılar (sevgili ayrıntılar), kimi dipsular, girdaplar kalmıştır geriye, oaralara inilir artık! Şairler 30-35, en çok da kırkında çıkarırlar topraklarının kadastrosunu çünkü. Sonrası? Sonrası mağra yaşamı! Sf.77
*
 Şiir bize yetmeli Enis. O toplantıdan o toplantıya ne diye koşuyorsun her gün.(Gazetelerde görüyorum?)
Biz şairler susmakla emrolunmuşuzdur,
şiirimiz oradadır. Sf:87
*
Pytgorasçılar kendinden olmayanları ölü sayarlarmış, sağlıklarında da adamların mezartaşlarını dikerlermiş. Sf:111
*
Her mektup bir insandır. Sf.115
*
“Şiir sesle anlam arasında uzayıp giden bir karasızlık.” Valéry sf.191
*
İspanya’da üç kitabım çıktı ya, telif hakkı almayacağımı söyledim de öyle bastılar. Paris’te çıkan kitapçı da aynı şeyi söyledi. Kendimizi küçümsemiyorum.
Türkçe, hapishane, yalnız Türkçe mi? Türk olmak da! Sf.197
*
Şiir vebadır, bulaşmayın. Benim hayatımı cehennem etti. Sf.206

Taylan Köken

7 Haziran 2020 Pazar

şiir ve ideoloji...

ENİS BATUR          
ŞİİR VE İDEOLOJİ / DENEME / DERİNLİK / 1979 / 144 sayfa

Elimde bulunan en eski basım tarihli Enis Batur kitabı. Olmayan kitaplar listesine göre (ki bende şimdilik 154 E.B. kitabı mevcut) ilk şiir kitaplarıyla başlıyor Enis Batur. 1973 yılında ilk kitabı çıkıyor. Şiir ve İdeoloji kitabını, Çağdaş Batı Yazını Üzerine Düşünceler alt başlığıyla yayınlanan ilk deneme kitabı olarak görebiliriz. Daha çok inceleme, yazın üzerine ilk “kafa yorma” yazıları olarak değerlendirilebilir. Enis Batur’un deneme dizilerinin temel ekseninde yazın vardır…
Kitap Şiir ve İdeoloji, Zenci Gül Destesi ve Vesikalık Fotoğraflar bölümlerinden oluşuyor.

Kitaptan çok kısa alıntılar yapacağım.
“Ey okur, her şeyin bir ölçü koyduğu yerde yanmaktan iyi sınır olur mu? Yanacak yerlerde kimler oturdu?” Hulki Aktunç sf.9
*
Yakarıların pek çoğu dinsel kavramlarla donatılmış, batıda Kilise çıkışlı, doğuda Tekke türevli kişiler büyücülüğü üstlenmişlerdir. Sf.13
*
Karanlığı daha karanlıkla, bilinmeyeni hiç bilinmeyenle aramak. Sf.19
*
- Ne zamandır delisin?
- Bildiğimden beri. Sf:21
*
Söz ademde gizli değil,
İlla adem sözde gizlidir. Mercimek Ahmet sf:55

Taylan Köken