28 Temmuz 2020 Salı

celaliler isyanı...


GÜLTEN AKIN      
CELALİLER İSYANI/ŞİİR/YKY/2007/46 sayfa
 
1933 Yozgat doğumlu şair 1950’li yıllardan itibaren şiir üretmeye başlamıştır. İkinci Yeni etkisinde olan şiirleri 1970’li yıllardan sonra Toplumsal bakış açısına evrilecektir. Sessiz sedasız birçok ödül kazanan şair, Fazıl Hüsnü Dağlarca’nın 2008 yılındaki vefatından sonra okur tarafından “Yaşayan en büyük Türk şairi” unvanını da okurlarından alacaktır. Sanırım bu onun en büyük ödülüdür.
2015 yılında aramızdan ayrılan Gülten Akın’ın bestelenmiş 50’ye yakın şiiri, 10 tane edebiyat ödülü ve onlarca kitabı bize emanet edilmiştir.
Celâliler İsyanı kitabı YKY’da 2007 yılında yayınlandıktan hemen sonra ikinci baskısını yapmıştır. Şair kitabın sunu bölümünde destanı 1980’lerde yazdığını belirtiyor. Ve kitabını şöyle tanıtıyor: “Celâliler Destanı ise koca Osmanlı Mülkü’nün ayakta olduğu bir dönemde, zulmün ve buna karşı kalkışmanın, büyük ve uzun isyanın destanı olsun diye yazıldı.” Kitaptan anlayacağınız üzere, Osmanlı’da gerçekleşmeyen, Cumhuriyetle denenen ancak onda da gerçekleş(e)meyen, İmtiyazsız sınıfsız kaynaşmış bir kitle oluşturma çabası, ancak gerçek bir demokrasinin koşulları sağlanmasıyla gerçekleşebilirdi: Olmadı. Bu destan yine yeniden isyan eden Celâlileri yazmıştır. Kitaptan:
 
leventler sekbanlar suhte kovaladı
devriye bölükler…
sonra asi oldu kendiler
celâli yanına yerleştiler
ehl-i örf hepsine kıydı sefer sefer
yani öldürenler ve ölenler
kendi kanlarını döktüler
beylerle ümera bir onun arkasında
bir ötekinin
açıktan celâli, açıktan asi
et kokunca tuz gerek
ama tuz da koktu… sf.20

Taylan Köken

23 Temmuz 2020 Perşembe

içeri sait faik...


FAZIL HÜSNÜ DAĞLARCA       
İÇERİ SAİT FAİK / ŞİİR / YKY / 2008 / 43 sayfa
 
Fazıl Hüsnü Dağlarca uzun yaşadı. Bu uzun yaşamı boyunca, o hakikaten kendi yolunu açmış, kendi şiiri olan bir dağdır Türk şiirinde. İlhan Berk bir kitabında Dağlarca için söyle der: Şiiri bozulacak diye düz yazı yazmazmış, doğru yapıyor.
 
Dostu, arkadaşı Sait Faik’i anlatmış. Anılarını, edebiyatını, dostluklarını ama hepsini yine şiirle aktarmış. Gerçekten büyük bir şair Fazıl Hüsnü Dağlarca. Onun yaşamı şiire adanmış bir yaşamdır, vesselam.
 
Kitaptan aktarıyorum:
Başka arkadaşlar geldiler masamıza
Sözcükler gibi ortada kaldı Sait sf.9
*
İÇKİDEN ÇIKANLAR
 
Sait Faik yanınızdayken
Onu göremezdiniz
Konuşurdu gülerdi
Onu göremezdiniz
Karşı koymalarıyla şaşırtırdı sizi
Onu göremezdiniz
 
Siz koca şişeyi içerken
Karşıki kalın camda
Dururdu bakardı size
Gel derdiniz elinizle
Gelemezdi ki
 
İçkinizi bitirirdiniz
Sendeleyerek giden o olurdu siz değil sf.10
*
Bir eski İstanbul’du İstanbul içinde
 
Bir gün bile İstanbullu olamamıştı o
Başka bir yeri de bilmeyen
Gideceği yeri arayan bir mektuptu o
Okunacağı yeri bulamayan sf.11
*
BOŞLUK
 
Dört dizeyle Sait’i anlat deseler
Bir dikdörtgen çizerdim
Sonra bütün çizgileri kaldırırdım
Derdim geride kalan boşluktadır sf.29

Taylan Köken

21 Temmuz 2020 Salı

ionia şiirleri...


ERSİN DOĞER       
İONİA ŞİİRLERİ/ŞİİR/EGE/2011/87 sayfa
 
Prof. Dr. Ersin Doğer hocamın, Ayvalık Tarihi Üzerine Notlar sunumu için geldiği Ayvalık ziyaretinde hediye ettiği kitaplarından bir diğer, imzalı kitabıdır İonia Şiirleri. Serinin ilk kitabı Aiolis Şiirleri’nde olduğu gibi, içinde hem bilmeceler saklayan hem de gizli bir şairi barındıran dizeler bunlar. Ayrıca yine meraklısına notlar bölümünde bu kentler hakkındaki anılar çok değerli.
 
XIII.
Küçüktün, küçücüktün farecik,
Latmos’un kıyısında yoksul ve sıtmalı.
İyi bir Demokrat’ın rızkına el koyduğu,
kötü Bir Kral’ın bir sepet incire sattığı!
Aramızdan kuma kapılıp
ilk boğulan sen oldun farecik.
Seni koruyacak tanrıyı da
yanlış seçtin!
O sakız ağacının peşindeydi,
sen kaderinin farecik.sf.33
 
Şiir hangi kenti mi anlatıyor?
Kitabı satın alan öğrenir…

Taylan Köken

12 Temmuz 2020 Pazar

merhaba umuda selam...


ÇİĞDEM ÇİMEN    
MERHABA UMUDA SELAM / DENEME / GMK / 2020 / 64 sayfa
 
Kazdağı Çiğdemi mahlası. Evet, mahlası adından. Çiğdem Balıkesirli. Akçay tarafında yazlıkları var. Ve o çat orada çat burada derken en sonunda işini de bıraktı. Balıkesir24 isimli bir internet gazetesinde yazıları çıkıyor. İşte o yazılarıyla beraber, başka yerlerde çıkan yazılarını da toplayıp, sonunda biraz da kendi gayretiyle bir kitap bastırdı. Yayınevi tarafından biraz özensiz basıldı bu kitap. Ancak GMK yayıncılık basılan kitabın üçte birini sorgusuz sualsiz kütüphanelere dağıtıyor. Bu da özensiz dahi olsa yapılan işi önemli bir çalışma haline getiriyor. Yazıların çoğu gezi yazıları ve özellikle bölgemizin değerlerini aktarıyor. Ayvalık da elbet sevgili Çiğdem'in değerlerinden. Zaten Çiğdem’i Şeytan’ın Kahvesinde yapılan, Sabahattin Ali belgeseli gösteriminde tanımıştım. Sonra sosyal medya aracılığıyla takip ettik birbirimizi.

Kitabı basılır basılmaz Suat Kaçak ağabeyime bir tane hediye getirdi. İki hafta sonra, aynı mekânda imza günü ve kitap satışı düzenledi. Sonra Ayev’e gittik ve olabilecek yol haritası konusunda uzun bir sohbet ettik. Çiğdem kolay diyalog kuran bir arkadaşımız. Mekanlardan ziyade insanları anlattığı bölümleri daha etkili kotardığına inanıyorum. Bu yüzden sağ veya yaşayan kişilere yönelmesini tavsiye ettim, kendimce. Tabi son karar merci o olacaktır. Farklı tarzları denemesi, yazarlığında yeni ufuklar açacaktır. Bence başarılı olacaktır. İstiyor çünkü…
 
Taylan Köken

9 Temmuz 2020 Perşembe

gözüm seğirdi vakitten...



AHMET OKTAY     
GÖZÜM SEĞİRDİ VAKİTTEN / ŞİİR / YKY / 1996 / 74 sayfa
 
Ahmet Oktay şiirlerini, yaşanmışlıklardan, anıların bellekte bıraktığı izlerden devşiriyor. Zaten o zaman şiir daha güzel, daha okunası olmuyor mu? Ahmet Oktay’ın birçok kitabı var bende. Olması gerektiği gibi naif ve güzel…
 
Kitaptan birkaç parça:
 
SAKİN GÜN
 
Cıvıldayan ilkyaz.
 
Günbatımını seyrettiler
balkonda;
-hırkanı giy, dedi kadın
havalar serin daha-
 
Aşağıda çınarın altında
durup öpüştü iki sevgili;
 
-Doğru, diye yanıtladı adam
yaşlanıyorum artık-
 
ve ekledi:
 
"Ayların en zalimidir Nisan". Sf.10-11
*
"Uzaklardan, gördüğüm düşlerden
umulmayı getirdim ben". Sf.17
*
Sağnak! Sığındım bir balkonun
altına. Aldatıcı yaz. Her mesel
gibi, Sağnak!
Kilit vuruldu saate. Ah Saat! Sf.41
*
Ah! Bilemedim
kaç kişiyiz kendimizde. Sf.44
*
Gömmeyin. Bırakın koksun,
kara veba gerek
bu "ayy inanamıyorum" diyen
görüntü çocuklarına. Sf.64
 
Taylan Köken

6 Temmuz 2020 Pazartesi

söz acıda sınandı...


AHMET OKTAY     
SÖZ ACIDA SINANDI / ŞİİR / YKY / 1996 / 53 sayfa
 
Ahmet Oktay şiirinde sürprizlere yer yok. O her bir şiirinde bir olayı, bir kişiyi veya kişileri, olguları ele alır ve süssüz en yalın haliyle şiir yapıp size sunar. Bence sessiz ve derinden en etkileyici şairlerimizdendir. 
 
Kitaptan birkaç parça:
 
İkinizin de katiliyim. Sf.8
*
Sonra da bir zeytin!.
Fukaraya düşen cennet! Sf.12
 
İftar! Adaletsizlik saati. Sf.13
 
Ve benim azalmış rızkım kimin lokmasıdır? Sf.14
*
Yanlışlık kardeşliği öldürmez! Sf.17
*
Onlar hâlâ kıyamdalar ve gül kokuyorlar. Sf.22
 
İnsan etrafıdır elbet.
 
“Dostum ve üstadım İblis’le Firavun’dur.” Sf.23
*
Yenildiğim savaşlar da defter dolusu. Sf26
*
Tam gaz giderken yaya kaldırımında, Küt:
Kıyma: 175 bin
Tavuk: 80 bin sf.31
*
“Fikirlerle mallar arasında şaşılacak benzerlikler vardır” dedi içimdeki Melek/İblis. Sf.32
*
Tan vakti. Yürüyordum kıyıda. “Sağlıklı” bir ölüm için. Sf.43
*
“Yaşamak yitirmektir” dedi. “Beden doyar ve yalnız kalır. Ruh doymaz. Açtır hep. Av arar. Kuytuları sever, karanlığı. Ordan doğanlar görenlerdir. Ağıtlar vedalaşmaydı. Dünyayla ve insanla. Ne olabilirdi ki bir çeviri? Kül! Ancak kül!
Gövdem gibi.
Ve senin kalbinde. Sf.45
 
Taylan Köken