20 Aralık 2020 Pazar

râbia hatun...

 


            ENİS BATUR         

RÂBİA HÂTUN / ARAŞTIRMA-ŞİİR / YKY / 2000 / 174 sayfa

Enis Batur’un –geçte olsa- keşfettiği bir başka konu bir başka edebi tartışmadır, Rabia Hatun meselesi. 1948 yılında ortaya çıkan bu tartışmada özellikle İsmail Hami Danışmend ile Nihad Sami Banarlı arasında başlayan edebi tartışmanın, karşılıklı hakaretlerle amacından uzaklaşarak mahkemelere gitmesi de konuyu bir hayli ilginç kılmaktadır. Konuyu uzatmaya niyetim yok; sadece gelişimi hakkındaki bilgileri çok kısa olarak sizlere aktaracağım. Ayrıntıları detaylı incelemek isteyen kişiler bu kitabı satın alarak konuya vakıf olabilirler.

Rabia Hatun, İsmail Hami Danışmend’in erken yaşta ölen eşi Nazan (Danışmend) Hanıma ait şiirlerdir. İsmail Hami Bey, isim vermeden –eşinin isteği üzerine- bu şiirlerden birkaçını dost sohbetlerinde “bakın ne buldum” diyerek arkadaşlarına okur. Birkaç beyitlik bu divan tarzında yazılan şiirler beğenilir ve kulaktan kulağa yayılır. Piyasada Rabia Hatun hakkında hiçbir bilgi, şiir ve tanım yokken gizli bir üne kavuşur. İsmail Hami Bey de sesini çıkarmaz. Hatta Rabia Hatunun piyasada dolaşan bu birkaç şiiri Erzurum Şairleri seçkisine dahi girer. Bu –gizli- şair 15. yüzyıl şairi olarak dahi nitelenir. 1947-1949 yıllarında yayınlanan Aile Dergisi’nde bu şiirler diğer ilave şiirlerle birlikte neşredilince kızılca kıyamet kopar. Nihad Sami Banarlı: “Bu şiirlerin değil 15. yüzyıl bugünün şiiri olduğunu ve kafiye bakımından da eksik olduğunu” iddia eder. 1948 ve 1949 yıllarında bu tartışma bir hayli sertleşir ve uzar. Sonuçta İsmail Hami Danışmend: “Şiirlerin erken yaşta vefat eden eşine ait olduğunu ve bunu daha önce de dost toplantılarında söylediğini” belirterek kapa(t)mak ister. İddialara şiirleri karısının değil İsmail Hami beyin yazdığı savları da bu açıklamadan sonra eklenir. Nihayetinde konu kapanır kapanmasına ancak hala Rabia Hatunun yaşadığına inananlar yok değildir…

Sonuç olarak belli bir dönem edebiyatımızda yer alan bu tartışma-lar- aslında geleneksel şiir tartışmalarından kopuşun son sesleridir. Tartışmayı yapan kişilerin Osmanlı tarihi ve edebiyatı üzerine tartışan konuşan son değerli müellifler, hocalar olması da konunun diğer dikkat çekici tarafıdır.

Kitapta: Dönemin tartışmalarını ve şiirlerin tamamını görebilirsiniz. Bu tartışmalar üzerinden yukarıda bahsetmiş oluğum analizleri sizler de yapabilirsiniz. Kitabın alt başlığı “Tuhaf Bir Kıyâmet” + Kırkbir Şiir şeklindedir. İlk yazıyı hazırlayan Enis Batur’a aittir.

Kitaptan:

Bir kâsedür alav dolu gönlüm, yanâ yanâ

Men tâ senün yanunda dahî hasretem sanâ

Yaşlar dökende söndüremez âteşîmi sû:

Sunsan elünle kaanumu içsem kanâ kanâ! S.134

*

Bûy-i gül bir peyâmdır andan,

Dem-i bülbül selâmdır andan;

Yüreğin sîne içre dem çekişi!

Bir nihânî kelâmdır andan! S.156

*

Aslı yok bir hayâldir cânân,

Şekl-ü-reng-î muhâldir cânân!

Bulamazsın cihânı devr etsen:

Bir görünmez cemâldir cânân! S.168


Taylan Köken

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder