29 Haziran 2011 Çarşamba

devam...


ferit edgü
devam / metin / sel yay./ 2001 / 51 sayfa

sel yayınlarının enis batur editörlüğünde yayınladığı geceyarısı kitaplarından bir diğeri…
kitabın arka kapağından; “kuyudan gelen, geceden geçen bir ses, sis pus arası beliren yazı… gecenin tam yarısı için bir geceyarısı kitabı.”

kitaptan devam edelim.

işte başladım.
başladım işte, diyorum.
devam! nasıl?
her şeyi anlatmadım mı?
hangisine ne eklemek?
hangisine yeniden başlamak?
karar vermek gerek
-  ne güç!-
neyi anlatacağım.

taylan köken

28 Haziran 2011 Salı

irade...

bireysel yapılan hatalara enayilik diyorlar, toplu yapılanlara ise milli irade...

 taylan köken

27 Haziran 2011 Pazartesi

nil...

enis batur
nil / şiir / altı45 / 1998 / 35 sayfa

‘nil’ e.b.’un 1973-1974 yıllarında yazdığı, güneşin altında yeni bir şey yok alt başlığında 1975 yılında yapıt yayınlarında yayınlanmış şiir kitabıdır. şiir yolculuğunda bir ilk yayın nil.

e.b. şiiri içe kapalı bir şiirdir. onun kendine özgü denemeleri bir çok okuyucu için zordur. düz yazısı ne kadar rahatsa, şiiri o kadar kapalıdır. ama, onun kadar emek verirseniz şiire, göreceksiniz ki e.b. şiiri, özel bir şiirdir…

notlara dönelim.

böylesi bir sınavda
mümeyyiz mülteci olacaktır. sf:17

bir kadının deltasında sf:21

neyzen:
yani alkol ve kaldırımlar;
soysuz ölelim koyak gölgelerinde
uydusuz, uyumsuz, yüzyılkopuğu. sf:22

her yükseklikte
yalnız kuşlara rastlamaları
başdöndürücü bir ilke değil midir? sf:34

taylan köken

26 Haziran 2011 Pazar

insan politik bir hayvandır!

kral topçu millet-vekili oldu! sordular kendisine: "hatip dicle'nin milletvekilliğinin düşürülmesini ve bdp'li milletvekillerinin meclise girmeme kararını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sükür el-cevap: " gündemi takip edemedim. bunun değerlendirmesini bizim tecrübeli büyüklerimiz, bakanlarımız yapıyordur..." apolitik bir cevap. hakan'ın derdi politika yapmak olmayacak, anlaşıldı... bence derdi kıyak emeklilik... aristotoles yanılmış herhalde...

taylan köken

25 Haziran 2011 Cumartesi

giden mi unutulur her zaman?

aramayacaksın kimseyi, olması gerekenler zaten yanında ve yanında olmayıp gidenler; ne aklında olacak ne de umurunda... p.auster

taylan köken 

24 Haziran 2011 Cuma

yazboz...


enis batur
yazboz / deneme / sel yay./ 2001 /267 sayfa

yazboz enis batur’un “özel ansiklopedisinin” devam eden bir kısmı… batur devam ettikçe yazmaya, kendi özel tarihi de devam edecek.
yazboz – hurufi elkitabı altbaşlığı ile yayınlandı… yazım, yayım üzerine dergilerde daha önce yazdığı yazıların toplandığı –yeniden değerlendirildiği- bir deneme kitabı…

kitaptan devam edelim:
belli ki, ucu açık kalıyor, kalacak, yazı konusunda yazacaklarımın. sf:11

kanatıcı soru.
bugün, ayna ayna’ya bakıyor artık
yazıyorlar okuyoruz, yazıyoruz okuyorlar. sf:14

“islam dünyasında zamanın algınaşı farklıdır.” louis massignon sf:16

mana manayı aşıyorsa: yazan ne diyor, demiş, okuyan ne anlayacak, anlamış? sf:17

bir mevsimlik hayali alıp bir ömrün ötesine taşımaya çalışmak susku, sabır ister. oysa, şiire sızan sözdeki gibi: ben kendimi gürültümde susturmaya alışmışım. sf:19

el(im)de midir?

her okur için çağrıları, red fısıltıları olur. sf:22

ustalara ustalar hizmet sunmuştur – biri öbürünün dilinden susarak anladığı için.

yazı alemi için zaman mürekkep. sf:30   

yazı’nın da, sık sık suya yazılabildiğini, silinebildiğini biliyoruz öteden beri. sf:33

derkenar: ya ebruli…

şairlerin şiirlerini genellikle leke olarak da gördüklerine, biçimlediklerine sık rastlanır. sf:55

istektir okumayı yönlendiren. ötekine duyulan istek. ötekinin içinden kendimize duyduğumuz istek. sf:66

tam da noktada çok zayıf olduğumu hissediyorum. ötekini istemek adına. tamam, hiç elime aldığım bir kitabı bırakmadım. canım sıkıldı, boş geldi, gereksiz geldi, ama bırakmadım… ötekini isterim, çünkü seçerim. daima; kendim için, benliğim için, kişisel gelişimim için…

yazmak, yalnızlığı peşinen kabulleniştir. tam da öyle midir? uzakta, başka bir zamanda, her kitabımın çok iyi birkaç okuru olabileceğini biliyor, buna inanıyorum. sf:69

yazı kaygılarının önüne herhangi bir misyon geçmemelidir, düşüncesine sadık kaldım. sf:84

herkesin yazar olduğu bir dünyada kim okuyacaktır? kimsenin (herkes yazdığı için) ötekileri
okumayacağı bir dünyada yazmanın anlamından ne ölçüde söz edilebilecektir? sf:95

bu imkansız bir önerme… llla tembeller olacaktır, hem okumak (tüketim) adına,
hem yazmak (üretim) adına…

yazar gerçekte yazıyla tecrit eder kendisini; odasına, kovuğuna, inine onunla çekilir; 
bir yapay sürgünlük de olsa, yapayalnızlığı dilediğinde orada elde eder. Sf:96

Yanılmak mıdır yazmak?
Yanılgının, yanlışın, yalanın ta kendisi midir? Sf.101

Silahlarını kuşanıp savaş alanına çıkan kişi, bir de savunma gereçleri kullanacaktır.
miğferi, zırhı, kalkanı olmayan savaşçı çarçabuk hedef olur. sf.197      

hiçbir yazar, bütün yazarların çilingiri olamaz ki. sf.197

kimileri taş fırlatır, kimileriyse kitaplar yazar; yazmak, berikiler için deliliğin başlangıcı,
ötekiler için sonudur. petrarca sf:211

yazmak, farkına varmanın sağlam araçlarından biri. sf.248

taylan köken




23 Haziran 2011 Perşembe

amy şarapevi...

amy winehouse içki yüzünden süresiz kadro dışı bırakılmış... tedavi olup, ondan sonra sahnelere dönecekmiş... aksi düşünülemezdi zaten, çok uzun süredir, çok büyük zararları var organizatörlerine... canımız sağolsun...

taylan köken

22 Haziran 2011 Çarşamba

kurşun kalem portreler...


enis batur
kurşun kalem portreler / deneme / sel yay./ 1999 / 146 sayfa

45 deneme, 44 yazın adamı. sekizi yabancı... batur kurşunkalem portrelerde yazın dalının amatör, profesyonel kişileri bir ‘portre’ biçiminde okura sunuyor. kısa ama, yoğun denemeler... bir de çoğunluk yazılar ölümlerden sonra yazılmış.

“içimizden bir güneş geçti, bize gölge kaldı. bu üşüme ondan.” mustafa ırgat için.

“hey erteleyenler: haberiniz var mı, olur mu? olsa ne olur?” sefa kaplan için.

bir de en son denemede; “arslan ebiri’nin (oto)portresi”n de arslan ebiri’nin batur’a gönderdiği kısa mektup beni çok etkiledi. kendimi gördüm o notta...

taylan köken

21 Haziran 2011 Salı

anlamak...

doğruları konuşmak için en az iki kişi gerekir: biri doğru söyleyen, biri doğru anlayan... y.özdil

taylan köken

20 Haziran 2011 Pazartesi

kırkpâre...


enis batur
kırkpâre / deneme / sel yayınları / 2001 / 270 sayfa

kırkpâre enis batur’un kişisel ansiklopedisinin bir ilk kitabı gibi. bir ansiklopedi, bir deneme kitabı; bir ansiklopedi denemesi. nesneler, kullanım, özel yerler, izdüşümler, izlekler ve kişisel betimler. bir zamanlar gazete eki olarak da çıkmış; yani yayınlanmış bazıları. resimlerle takviyeli olarak. 

kitaptan devam edelim:
can yücel enis batur’dan bahsederken başa ‘p’ eklermiş. sf.12

şiir yazmak insandan çok şey alıp götürüyor. bir bakıma kan kaybı yaratıyor organizmada. sf.12

susuyor
niye susuyor, yok mu bir alacağı dünyadan? sf.22

ey alkolden ölenler, büyük ölüler
ölümle yalnızlık arası
o bilinmez ülkeyi şehvetle tüketenler! sf.24

sayfa 115 de kısa ve güzel bir madde ‘gece’.

sayfa 130 madde: kırkpâre ;
“kırkpâre için söylenmesi gereken, onun yazılmış bir kitap olmadığı: Yapılmış bir kitaptır bu.”

sayfa 171 madde: mm ;
yani norma jean, yani marlyn monroe’ya yazılmış kişisel bir mektup. yazar sorar; gidenler buluştu mu diye: örneğin pavese’yi merak eder, o müthiş kırılgan adamı...
“gitmekle iyi yaptın arthur rimbaud.” diyordu rené char.
uzak güzeldir. sf.174-5

“otelde yaşamak mı? hayır: otelde yaşanamaz, diye düşünüyorum: yaşanıyorsa da bu ağır yada hızlı bir intihardır.” sf.180

“biçim pahalıya mal olur.” valery. sf.187

“pisuvar sıkıntısı en çok erkeklik ideolojisinin ürünlerinden: yan korkulardan ve minör fantezilerden beslenir.” sf.192

“piyango kelimesinin İtalyanca ‘bianco’dan (beyaz) geldiğini kim anımsıyor bugün? sf.193

sayfa 207 de “saat” ile 228 de “telefobi” maddeleri tek başına okunmalı.
“bir çöldeyiz, kimse kimseyi duymuyor.” flaubert. sf.228

“unutan insan bağışlanmalıdır, gene de: ben, alışanları sevemedim. sf.238

“yazan okumaz, okuyan yazmaz.” sf.253

taylan köken

19 Haziran 2011 Pazar

gönderen...


enis batur
gönderen / deneme / remzi / 1991 / 239 sayfa

mektup üzerine denemeler. enis batur gönderiyor. biz alıyoruz. almak önemli. algılamak... 

“bir mektup yazmak istiyordum, ama adres bilmiyorum.” oğuz atay sf:9

“onların olduğuna inanıyorum.olmasalardı, gene de yazar, göndermezdim.gönderemezdim.
neredeyim? neredesiniz? bilmiyorum. post restant, gönderiyorum.” sf:10

“yalnızlığa, yalnızlığıma, yalnızlığımıza karşı mektup yazmaya bilmem aynı gün mü başladım?” sf:11

“açacak kullanamam ben: sabırsızımdır.” sf:14 

sayfa 43’te bir işçi kızın kendisinden yüksek mevkide bulunan bir adamın aşkını reddetmesinin mektubu çok hoş...

“hezeyan mıdır yazmak, yoksa heyecan mı?
yoksa: heyelan mı?” sf:82
  
“mektubun yazılması başka bir şeydir, gönderilmesi bambaşka bir şey. pek çok aşk mektubu, sövgü mektubu, istifa mektubu, intihar mektubu, ayrılış mektubu yazılmış ama gönderilmemiştir. onların yeri dünya posta tarihi değil, ademoğlunun kaydı tutulmamış karasızlık ve vazgeçiş tarihidir.” sf:96

“kimse herkes gibi ölmek istemez.” sf:150

son deneme okura gönderilmiş. alın okuyun. okuyun, okuyun...

taylan köken

18 Haziran 2011 Cumartesi

bir destan rüzgarı...


alpay kabacalı
bir destan rüzgarı / yaşam / sel yayınları / 1997 / 167 sayfa

 alpay kabacalı dostu arkadaşı yoldaşı yaşar kemal’in yaşamını resimler eşliğinde bize aktarıyor. sel yayınlarının temel taşlar serisinin dördüncü kitabıdır, bir destan rüzgarı…

“anam dedi ki, yuvasından atılmış kuşun yuvası başka kuşa hayretmez.” sf.35

“anasının avutamadığı, babasının büyütemediği hep gelmiş.” sf:60

yaşar kemal, romanlarını önce elyazısıyla yazar. iri harflerle. kurşun kalemle. bir iki sözcüğü değiştirmesi gerektiğinde, silgiyle siler. daha fazla değişiklik yapmak istediğinde o sayfayı yırtar atar, yeniden yazar. sf:84
yaşar kemal titizliğini belirten satırlar bunlar…

ilk geldiklerinde basınköy köy bile değildi. on dakika yürüyor, gecekondular arasından geçip menekşe’ye iniyordu. menekşe’de çok dostlar edindi. balıkçılar, yoksul ama onurlu insanlar. balığa çıktı. Bir tekne bile aldı. menekşe’yi yoğun yaşadı. ve menekşe, menekşe’nin insanları romanlarına, hikayelerine, röportajlarına girdi. sf:95
'kuşlar da gitti' romanında menekşe’nin üstünde yer alan florya koruluğunda saka avlayan avcıları anlatır. zamanında belki bizim başımıza da gelmiş ve incelemişti bizi…

ezme ile süzme ile
yar bulunmaz gezme ile
mezarımı kızlar kazsın
altın gümüş kazma ile sf:105

“son sekiz ay içinde evim üç kere kitap kitap, delik delik arandı. türkiye’de hiçbir kanun artık beni koruyabilecek durumda değil. türk egemen sınıfının kanunları benim lehime işlemiyor. türkiye’de bana her şey yapılabilir, bu kanunsuzluk değildir. çünkü ben halkın yazarıyım.” sf:128

“söz, insanın kendisidir.” sf:143

son söz olarak yukarıdaki satırı seçmiştim. Ama bu kitabın bütününü, yani yaşar kemal’in mücadelesini düşündüğümde, türkiye’de yazarlık yapmanın getirileri ve götürüleri üzerine, sanırım bir mahkeme çıkışı yargıçlara seslenmesi, onun isyanını anlamlandıran, daha belirleyici bir cümle olacaktır...

“ben de sizi mahkum ediyorum!” sf:163

taylan köken 

17 Haziran 2011 Cuma

hediyelik ilginç nesneler...

yıl içinde sürekli kriz yaşadığımız özel günler vardır. anneler günü, babalar günü,  sevgililer günü, yaşgünleri, evlilik yıldönümleri vs... www.enilginc.com  değişik hediye arayanlara, ben farklı takılırım diyenlere alternatifler sunuyor...

taylan köken 

16 Haziran 2011 Perşembe

canlar ölesi değil...



demet taner
canlar ölesi değil / yaşam / sel yayınları / 1996 / 127 sayfa

demet taner kocası haldun taner’in yaşamını resimler eşliğinde bize aktarıyor. sel yayınlarının temel taşlar serisinin üçüncü kitabıdır, canlar ölesi değil…
“evlilik” diyordu; “keman, piyano sonatına benzer. mutlu olmak için kadın tıpkı piyano gibi nerede ön plana çıkacak, nerede arka planda kalacak çok iyi bilmelidir.” sf:20

“her insanın gözünde kendi imajı vardır. onu gerçekleştirdiği oranda mutlu olur.” sf:25      

konuşmadığımız zamanlarda ise karşılıklı susuyorduk. suskunluk da paylaştığımız bir şeydi. sf:29

“bir insanın değerini etkileyen başlıca dört unsur vardır. kalıtım, aile terbiyesi, yetişme tarzı, deneyim.” sf:41

“başkalarından bize gelen sevgiyi çoğu zaman bizden onlara akan sevginin geri yansıması oluşturmuyor mu dersiniz?” sf:106

taylan köken

13 Haziran 2011 Pazartesi

eşsiz hazlar...



harry mathews
eşsiz hazlar / inceleme / sel yayınları / 2000 / 64 sayfa

sel yayınlarının enis batur editörlüğünde yayınladığı geceyarısı kitapları, geceleri uykunuz kaçtığınızda çok kısa bir sürede okuyabileceğiniz ince kitaplardan oluşan bir seçki.
eşsiz hazlar, mastürbasyon külliyatı alt başlığının adı ile kitabın içeriğini özetliyor.

dünyanın değişik yerlerinde yapılan, değişik yaş gruplarının, değişik tür mastürbasyonları ilgi çekici. kitabın arka kapağından; “değişik yerlerde, değişik zamanlarda, farklı yaşlarda farklı farklı kişiler tarafından, birbirine benzeyemeyen terkiplerle gerçekleştirilen, mahrem bir ayinin lirik izleri.”

gerisi kitapta…

taylan köken

10 Haziran 2011 Cuma

hava hayattır...

www.havahayattir.com daikin klima fotoğraf yarışmasının sitesi... resimler güzel, hayat güzel, hava güzel, daha ne olsun...

taylan köken

9 Haziran 2011 Perşembe

aforistika ya da özeldeyişler...


hulki aktunç
aforistika ya da özeldeyişler / metin / sel yayınları / 2001 / 62 sayfa

sel yayınlarının enis batur editörlüğünde yayınladığı geceyarısı kitaplarından bir diğeri…

kitabın arka kapağından; “kalpler – yürekler, düşler – karabasanlar, çocuklar – büyükler arasına gerili 58 hassas denge teli.”

kitaptan devam edelim.
(4)
kalp hastasını bilirsiniz.
yürek hastasını bilir misiniz?
(sakatatçıların
kalp sattığını
duyan var mı?) sf:8

(5)
şarkı, insanın sesiyle düş görmesidir. sf:9

(6)
en derin yalnızlık uykudur,
düşler de yoksa. sf:10

(12)
uyku: herkes, yaşamının
üçte birinde işsizdir. sf:16

(13)
“herkes şairdir çünkü rüya görür.” sf:17

(18)
“öykü, bitti artık,” diye yazan öykücüye
“biten sizin öykünüz olmasın,” demiştim.
yanıt yok. sf:22

(19)
kendi öyküsünü yaşayamaz olan,
başkalarının öyküsünü hiç yaşayamaz.
(kendi öyküsünü yazamaz olan da
başkalarının öyküsünü yazamaz. sf:23

(20)
hece vezni, bir çerçidir.
aruz ise atar. sf:24

(32)
sabahattin ali’nin
öyküsü deriştikçe
romanı seyrelmişti. sf:36

(33)
mutsuzluğun resmini
yapmış mıydı abidin? sf:37

(34)
mutluluk, gövdedeki
tensel – tinsel
düğümlerin
çözülmesidir. sf:38

(35)
(insan batıya batıya göçer de
doğuya doğuya saldırır. neden?) sf:39

(46)
başka bir çocuk,
bir büyüğüne söyledi:
“bana böyle bağırma,
yoksa sesinden bıkarım”
(olgun arun, yaş 7) sf:50

(47)
neden zırt pırt korna çalar
bizim sürücüler?
oyuncaksız bir çocuklukları
vardır da ondan. sf:51

(48)
abazanlar, “pezeveng”e
yeni bir ad bulmuş:
am-bul-ans. sf:52

(49)
trafik canavarına adanmıştır:
siz öküzlerin
çarpıştığını
gördünüz mü hiç? sf:53

(52)
gölgesiz bir dünyada
yaşamanın korkunçluğu.
(ötedünyada gölgeler
yoktur sanırım.) sf:56

taylan köken

8 Haziran 2011 Çarşamba

arazi marazi...

karma
arazi marazi / metin / sel yayınları / 2002 / 99 sayfa

sel yayınlarının enis batur editörlüğünde yayınladığı geceyarısı kitaplarından biri. armağan ekici, enis batur, levent şenkür, levent yılmaz, nuri sağlam, oğuz demiralp ve selahattin özpalabıyıklar, bu karma kitabın yazarları.
“marazi ayrıntı düşkünü 7 yazardan düşgücünüzü zorlayan 7 metin. şiir’de kelime sayanından necatigil’in kullandığı tireleri kategorize edene; bach, perec, zappa ve simpsons arasındaki bağları araştıranından shandy’nin çubuğunun yılana dönüşünü belgeleyene 7 tuhaf adam, 7 tuhaf---“ arka kapaktan…

switched on bach sf:19

kubrick, bu filmin son filmi olduğunu biliyordu, bu yüzden filmin “fuck” diye bitmesine gülüp geçmemek lazım. eyes wide shut sf:20

zappa müziğindeki mizah için- “notaların üzerine kaşları koymak” diyor. sf:22

dakikada 240 sözcük, new york aksanı ile konuşan birinin konuşma, ortalama bir okurun okuma, yasal işlerde çalışan bir katipten beklenen yazma hızıymış. Bu hesaplarla, okuduğunuz bu yazı da, topu topu on dakikalık bir metin. sf:26 armağan ekici- 6/9

ne doğu’ya, ne batı’ya ait bir şair olarak eb hem doğu’ya, hem de batı’ya aittir ve şiirinin pusulasının aradığı bana kalırsa her zaman bir soru kıblesidir. sf:42
yanımda bir soru: kimim hâlâ  ben? sf:47 levent şentürk- içinizde daha kaç soru var
hakikaten kaç soru var içimizde?

benim takıntım mı? ventoux’ya tırmanmak istiyorum, bir 26 nisan günü… tercihan 
1336 yılında… sf:63 levent yılmaz- petrarca’nın takıntısı

mesafe yoksa, büyüklük de yoktur. sf:68
oysa, bir tek, ölümledir eşitlik. o kopuşla. sf:71 nuri sağlam – giderayak giacometti

aynaya narsis gibi değil, şeytanı adam etmek için baktığını söylermiş. sf:77 oğuz demiralp
paul weisenberg

taylan köken

7 Haziran 2011 Salı

insanlık halleri...


ferit edgü
insanlık halleri / Aforizmalar / sel yayınları / 2003 / 60 sayfa

sel yayınlarının enis batur editörlüğünde yayınladığı geceyarısı kitaplarından bir diğeri…
kitabın arka kapağından; “ferit edgü, türk edebiyatının minimalist kanadının en usta kalemi, yıllar geçtikçe daha da amansız, acımasız bir dil kuruyor karşımızda – tıpkı, burada olduğu gibi.”
aforizmalar türü ile yazılı kısa ve ferit edgü’ce metinler…




kitaptan devam edelim;
6/
herkese hayatını anlatma.
bazı parçalarını çalan olur. sf:9

7/
yaşam, ne tek yönlüdür, ne çift yönlü
yaşam çok, pek çok yönlüdür.
bu nedenle yolunu şaşırır insanlar. sf:9

17/
bir mezar taşından:
alışamam diyen ben, şu mezara bile alıştım. sf:15

23/
uzun yolculuğa çıkıyorsun
geri de dönmeyeceksin, bunu bilerek hazırlan. sf:16

26/
iğneyle kuyu kazan, suyu bulmadan göçer. sf:17

30/
gece karanlık.
gündüzler daha karanlık. sf:18

35/
her deli van gogh ya da gogol olsaydı…sf:19

42/
yazmadan önce bir düşün.
yazarken bin kez düşün.
son pişmanlık para etmez. sf:21

43/
çok satarak yazar olunmaz. sf:21

45/
bugünü yazıyorsan
yarın neden seni okusunlar? sf:22

47/
eleştirilmekten değil
alkıştan kork. sf:22

49/
bir kez yazılır.
bin kez düzeltilir. sf:23

50/
kuralları yıkmak için
o kuralları bilmek gerek. sf:23

69/
katırın sırtında yol alırken atını düşünme. sf:31

81/
şahini avcı yapan yalnızlıktır. sf:34

89/
unutma, ne kadar koşarsan koş, duracaksın. sf:40

95/
gizini sandıkta saklayamazsın. sf:41

100/
elin vardığında kendine yardım et!  sf:42

101/
kapıyı açmadan önce çal.
kim bilir, belki seni bekleyen
hiç kimse yoktur. sf:43

109/
bir daha yapmayacaksan bağış dileme. sf:44

118/
tek kolla kürek çekerek
karşı kıyıya varamazsın.  sf:47
 
126/
gözden ırak olan…
kim bilir şu sıralarda nerde? sf:53

131/
-          ya şimdi ya hiçbir zaman, dedim ona.
-          o ne dedi?
-          şimdi evet. hiçbir zaman hayır. sf:55

137/
bir ses, nerdesin? diye soruyor.
hiçbir yerde, diyorum.

yankı:
ah! keşke. sf:57

140/
yeni bir sanat yapıtı karşısında duyulan şaşkınlık,
yeni bir dünya karşısında duyulandan farksızdır. sf:58

142/
-          düzeltilecek bir şey yok.
-          olsun, sen yazmana devam et. sf:59

taylan köken

6 Haziran 2011 Pazartesi

avara kasnak...


ferit edgü
avara kasnak / metin / sel yayınları / 2005 / 64 sayfa

sel yayınlarının enis batur editörlüğünde yayınladığı geceyarısı kitaplarından bir diğeri… alt başlığı: başıboş & olumsuz metinler. kitabın arka kapağından;          “bazı kitapların adı, tarife gerek bırakmaz—‘avara kasnak’ onlardan biri. yazarken –sanki-kara gözlük takmış yazar. " okurken ola ki- geceyarısını seçersiniz."
                                                                        
kitaptan devam edelim:
ne de çöken akşamın loşluğunda
salınıp duran kırlangıçlar. sf:15

zaman
doğrusu tüm bunlar, bana bir zamanlar söylenmiş olsaydı –
ne değişmiş olurdu?
belki hiçbir şey. belki de zaman.
ama biliyorsun, senin hiçbir zaman vaktin olmadı. sf:35

soru: kaç tür yolculuk vardır?
yanıt: kaç yolcu varsa o kadar. sf:36

son yolculuk
yaşam boyunca, doğduğu kentin dışına çıkmamış olan babam, ölüm döşeğinde kulağıma şöyle fısıldamıştı: “biliyor musun, canım uzun bir yolculuğa çıkmak istiyor.” sf: 45

o bir zamanlar yürüdüğüm yolları anımsıyorum da, bugün, buraya nasıl ulaşmış olduğuma şaşırıyorum. gençlikte yürünen yolların çoğu gibi engebeli yollardı. engebeleri aştığında, tuzaklar beliriyordu. tuzakları aştığında (bunu pek azımız başarmıştır) uçurumlar, çığlar. sf:21

taylan köken

5 Haziran 2011 Pazar

oscar oyunculuğu...

en iyi oyunculuğu, oscar gecesinde oscar alamayan oyuncuların yüzlerinde görebilirsiniz... will rogers

taylan köken

4 Haziran 2011 Cumartesi

patates...


enis batur
patates / anlatı / sel yayınları / 2003 / 52 sayfa

sel yayınlarının enis batur editörlüğünde yayınladığı geceyarısı kitaplarından bir diğeri de enis batur'un yazarlığını üstlendiği patates.
patates enis batur kişisel ansiklopedi oluşumundaki taşlardan biridir. kitabın notlarına dönelim…

1990’lı yıllarda hem televizyon, hem de radyo için işler yaptım. sf:13
enis batur patatesin hikayesini anlatmadan önce, kendi araştırma ve çalışma metodolojisi üzerine örnekler veriyor. onun tv ve radyo programlarını izleyemedim.

kimdir patates manyağı= henri cueco
cueco, 1988-91 arası 200 portre çalışması yapmış patateslerin üzerine. tuval yerine patates kullanıyor. bir de kitabı var, bir patatesin güncesi… sf:19

II. abdülhamid döneminde patates ziraatının yaygınlaşması için, beş yıl vergiden muaf tutulan çiftçilerin patates ekmeyi yeğlediğini öğreniyorum. sf:23

türklerin topu topu bir buçuk yüzyıl önce, XIX. yüzyılın ikinci yarısında erzurum ovasında başladıklarını görüyoruz. ruslardan öğrenildiği için o zamanlar halk patates ‘kartol’ dermiş. sf:34

patatesi, avrupa da batısından bulup getirmiş, benimsemekte de güçlük çekmiştir. amerika’nın fethine girişenlerin dünya görüşleri çok dardı gerçekte, patatesi hayvanlara layık saymalarının en önemli gerekçesi ondan incil’de sözedilmemiş olması. patates, acısını, 1846 kıtlığında avrupa’dan çıkarmış, 750 bin kişi ölmüş, bir milyonu aşkın irlandalı yeni kıtaya göçetmek zorunda kalmıştı. sf:35

yazmak, aynı zamanda bir biçimden yola çıkmak, onda karar kılma çabası vermek. sf:37

geri dönmek, dönebilmek iyidir. sf:49

taylan köken


3 Haziran 2011 Cuma

larissa...

larissa menemen sınırlarında ulaşımı çok kolay olan aiolis kentlerinden biridir. izmir-çanakkale karayolunda buruncuk köyünün sırtına yaslandığı kayalığın üstündedir. kent hakkındaki bilgileri ve arkeolojik fotoğrafları arkeodenemelerde bulabilirsiniz. şimdi burada diğer ilginç resimleri sizinle paylaşacağım...

endemik bir bitki

endemik bir bitki

endemik bir bitki

larissa'da bir ağaç

tarihin içinden çıkan başka bir ağaç

akropoldeki heybetli ağaç

akropoldeki heybetli ağaç
akropoldeki heybetli ağaç

larissa'da bir yaban

larissa'da bir yaban

larissa'da bir yaban

izmir'i boydan boya geçen hızlı tren

taylan köken