30 Mart 2012 Cuma

kuşevi'nin efendisi...

ibrahim yıldırım
kuşevi'nin efendisi/roman/sel/2000/341 sayfa

Düşsel kişi Asaf Cemil üzerine kurgulanmış bir roman. Onun “Düş Tutanaklarım” adlı notları üzerine kurgulanan, yazar Yusuf Bünyamin, Asaf Cemil ve İbrahim Yıldırım üçgeninde, örtüşmeler, griftler, açmazlar, din ve din sosyolojisi, intihar...
Başarılı bir roman. Diğer kitaplarını da alacağım...

Yoksa gördüğümüz ve göründüğümüz her şey bir düşün içindeki düşte midir?
Edgar A. Poe sf:31
*
Düşleyen birinin yanında muhakkak bir yorumlayan da bulunur. Sf:35
*
Mum ateşi, güneşe yükselir.
Mum alevi, yarı aydınlık verir.
Yarı aydınlık ise, saklar ve açıklar... sf:50
*
Biliyorum az sonra yine her şey yitip gidecekti ve ben derin bir boşluğa düşecektim... sf:77
*
bu kitabım elimde, fikir kitabım zihnimde duruyor.. yeni kitaplarımı okuyor, eskileri öğretiyorum... geçmişi, bugünü ve geleceği düşünüyorum, tanıyorum, öğretiyorum... sf:213
*
Kuşlar kendilerine padişah seçmek isteyince, milyonlarca kuş kanat vurup Otuzkuş adındaki büyük kuşa gidip, ona saygı sunmak isterler. Ama yolda kuşların yarısı telef olur. Diğerleri ise, yedi imtihan yolunu aşarken ölür... Otuzkuş’a milyonlarca kuştan yalnız otuzu ulaşır. Bu bitkin ve yorgun kuşlar anlar ki Otuzkuş kendileridir... Gönlünün aynasına bakmaya devam et... sf:245
*
Meşe: Farsça “bişe” kelimesinden...
Çok sık dokulu, ağır, sert ve damarlı ağaç...
Zeus’un kutsal ağacı... Romalılılar’ın Jüpiter’e adadığı ağaç... Kahinler, rüzgarın meşe yapraklarına dokunmasıyla çıkan sese kulak vererek kehanette bulunurlarmış... sf:277
*
Niçin yaşamla ilgili, edinilmiş bilgiler, edinilmiş duygular devrimci savaşımda kullanılmıyordu; niçin çok sesli düşünülmüyordu; niçin edebiyat küçümseniyordu, niçin habire Bulgar, Rus, hatta Kübalı ikinci sınıf, kaba saba yazarlar önemseniyordu... sf:281
*
Arabesk: Hüznengiz işgal... sf:285
*
Caz: Yaralı hayvan sesi. Sf:287
*
Devrim: Kırılgan bilinç. Yaralı hayvan. Başkalarının hayatı. Bayrak. Disiplin. Dün sokaktaydık. Şimdi koğuştayız. Fark yok. Çünkü, bayrak ve disiplin aynı.
Yasak sözcük: kader! O halde, kederimiz buymuş! Sf:287
*
Ezan: Tanrının saati. Sf:288
*
Düşün mü yoksa akıl kaleminin sırasını izlemeliydi; bu konuda kararsızdı... sf:329
*
Suret tektir.
Aynada çoğal ki
Suretlerin de çoğalsın..

Unutma,
Güneş zahir olunca
Gölgen silinir...
O zaman, zuhur içinde kaybolursun.

Unutma ki
Yaparsan bozarsın,
Yakalarsan kaçırırsın...

Bozma ve kaçırma.
Kendini öğren ve güçlen.

Ve unutma
Kendini saklayan parlar. Sf:331-332
*
Yazı ya da intihar... Hiç fark etmez! Sf:339

Taylan Köken

2 yorum:

  1. Romanla iligili fikirleriniz bunların dışında nedir? Örneğin adı ile arasında bir ilişki var mı sizce ya da zarffiilerin çokça kullanılmasına ne demeli?

    YanıtlaSil
  2. Merhaba Emine Hanım, Simurg'un hikayesini bilirsiniz... İbrahim Yıldırım bu kitabında derli toplu olmayan düşüncelerini, parça parça bize aktarır ve bu düşüncelerin bütünüdür Simurg... Sayfa:329 "Düşün mü yoksa akıl kaleminin sırasını izlemeliydi; bu konuda kararsızdı." Bence bu durum, yani bir bütünü oluşturamayan ama parçaların oluşturduğu bütünde keyif veren ve hatta romandan çok büyük bir denemeye benzeyen bir yapıt. Ben denemeyi daha çok severim. Kitap bana altına ne kadar çok çizik attırırsa, o kadar hoşuma gider. Kuşevi'nin Efendisi böyle. Bu kitabın başarısından hemen ikinci kitabı Yaralı Kalmak çıktı. Bu kitaba göre daha düzenli yazılmasına rağmen aynı oranda etkileyici değil... Bu yüzden aynı dönemde aldığım Bıçkın ve Orta Halli'yi okumaktan korkuyorum... Zarf fiillerine gelirsek bu yazarın çok kullandığı bir tercih. Ne diyebilirim ki? Teknik olarak buna bir eleştiri getirecek bilgim yok. Yazarın tercihi böyle ve bir çoğu aynı şeyi çok kullanıyor... Saygılarımla...

    YanıtlaSil