eyüp can radikal gazetesindeki köşesinde bir öğrencinin mektubunu yayınladı. satırbaşları şöyleydi:
* şimdiye kadar hiçbir şiddet eylemine karışmadım.
* her türlü şiddetin sonuna kadar karşısındayım.
* bu bir macera arayışı değil, çünkü benim iki haftam günde azami üç lira harcayarak geçti.
* rektör yeni aldığı onlarca beygirlik mercedes'iyle yanımdan geçerken ben 15 kilometrelik evime yürüyerek gidiyorum.
* devlet, fabrika sahibinin -evet emin olabilirsiniz- fabrika sahibinin oğlunu yurduna yerleştirirken esnaf çocuğu olarak ev tutmak zorunda kaldım.
* sadece harcımı ödeyebilmek için, yaz aylarında üç ay 14 saat aralıksız çalışmak zorundayım.
* sistem beni o gün kapı önüne koyarak ve daha onlarca kez yaşattığı haksızlıkla bir sistem düşmanı haline getirdi.
* kanunlara, doğaya, insanlara saygılı bir bireyi, iyi bir insan olabilmek için çabalayan bir genci, nefrete sürükleyen, acı çektiren bu düzeni reddediyorum.
* anarşist değilim.
* ama son zamanlarda kendimi anarşist gibi hissetmeye başladım.
* sisteme takacağım bir çelme hayallerimde bana, bahsettiğiniz cenneti yaşatıyor...
sizce atılan yumurta sisteme atılmamış mı?
taylan köken
yesssssssssss ama sssssssssssssssssssss doverlee diyordu egeli yaslı teyze.. Bu döverleee kelimesi hepimize geliyor,Ancak dayak yiyenler bizim geleceğimiz. Sonuc DÖVSÜNLEEEE
YanıtlaSilbana sorsan ne yapayon diye...
YanıtlaSilne yapayaım be, durup duruuu...
durup durmayanların hakkına kötek düşüyor...
sonuç: kimse kimseyi dövmesin...