EMRE SONCAN
BİR ALPEREN / ARAŞTIRMA / ZAMAN
KİTAP / 2012 / 123 sayfa
Muhsin
Yazıcıoğlu birçok açıdan şüpheli olan bir helikopter kazasıyla 25 Mart 2009
yılında vefat edecektir. Bu vefat dönemin iktidarına yarayacaktır. Sivas’ta bu
tarihten itibaren iktidar partisi sürekli olarak tulum çıkaracaktır. Bu kitap
asla benim tespitimi zikretmemektedir. Zaman Kitap tarafından yayınlanan bu
kitabın haricinde Zaman Gazetesinde (!) yazıları yayınlanan Emre Soncan’ın
diğer kitabı Araf’ta 7 Yıl ile
Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı dönemini anlattığı kitabıdır.
Kitap içindeki
iddialar ve bunlarla ilgili ortaya konulan belgelerin çokluğu iyi bir araştırma
yapıldığının kanıtıdır. Ama belgelerin doğruluğunu bilemiyoruz. Bu konuda
yazara itimat etmek zorundayız. Zaten farklı bir düşünce içinde olabilecek olan
yazar gerçekleri neden çarpıtsın ki, eline ne geçebilir ki?
Kitap Son Reis bölümüyle başlar ve Muhsin
Yazıcıoğlu hayatını kısaca özetler. Bu bölümün çok kısa tutulması, bence
sevenlerini ve onu takip edenleri hayal kırıklığına uğratacak cinstendir. Bu
bölüm çok daha detaylı ve Türk
Siyasetinin Önemli Bir Figürü’ne layık şekilde verilmeliydi…
Kitabın en
önemli ve büyük bölümü helikopter kazasına ayrılmıştır. Hatta şöyle diyebiliriz
ki kitap tamamen bu olaya endeksli kurgulanmış ve yazılmıştır.
Kazada derin
şüphe oluşturan dört önemli nokta vardır: Enkaz
arama ve suikast şüphesi bölümü, Kazanın
öğrenilmesi, enkazın bulunması bölümü, Helikopterin
yerinin tespit edilmesi bölümü ve Kaza
sonrası bilgi kirliliği bölümüdür. Bu kazada adı geçen bölümlerin tamamında
çok ilginç gelişmeler, aksamalar, baştan savma icraatlar olacaktır.
Kazadan hemen sonra
en azından Muhsin Yazıcıoğlu’nu takip eden İHA muhabiri İsmail Güneş’in sağ olduğunu
ve telefonla 112 Acil Servisi aradığını biliyoruz. Günümüzde ve o zaman da var
olan cep telefonu sinyal takibine göre çok çabuk bulunmalıydı.
İki gün 115 km
ötede aranan helikopter, bulunduğunda içinden kara kutusu alınmış, Muhsin
Yazıcıoğlu’nun cep telefonunun sim kartı alınmış durumda bulunmuştur. Daha
sonra ortaya çıkan bir video görüntülerinde 28 Mart 2009 tarihinde helikoptere
bir gün önce uğrayan jandarmaların görüntüleri ortaya çıkacaktır…
Kazayla ilgili
kalan diğer birçok ayrıntı ve belgeyi kitapta bulacaksınız. Bu bölüm gerçekten
çok detaylı hazırlanmıştır.
Kitapta MY’nun
eşi Gülifer Yazıcıoğlu’yla da yapılan çok kısa bir sohbet bulunmaktadır.
Benim kitapta
dikkatime çeken en önemli belge ise dönemin Jandarma Bölge Komutanı olan
Tuğgeneral Ali Lapanta’nın Gizli ibaresiyle 03 Kasım 2010 yılında vermiş olduğu
bilgilerdir. Jandarmanın görevini aksattığı ve yapmadığı konusundaki
eleştirilere komutanın vermiş olduğu cevaptaki maddelerden biri oldukça
ilginçtir, düşündürücüdür… Ali Lapanta şöyle diyor: Harekat Merkezine yapılan ihbarlarda istişareye yatanlar, rüyasında
helikopterin düştüğü yeri görenler, helikopterde bulunanların tanıdıklarının
ısrarla şurayı arayın diyen ihbarlarının tamamına yakınına gidilmiştir.
Evet yıl 2009
yılıdır ve teknolojiyle hemen bulunması gereken bir araç, “İstişare” ile
aranmaktadır… Dönemin bölge Jandarma Komutanı da aman “Biz bildirdik, bilerek gitmediler” mantığıyla kendilerinin
suçlanacağını düşünerek, kaza yerinden çok uzak yerlerde dahi arama
çalışmalarının yapıldığını itiraf etmektedir.
İşte Türkiye’mizin
Çağdaş Dünyadaki yeri…
Taylan
Köken
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder