2 Mart 2015 Pazartesi

keş dağı'nda bir alperen...

EMRE SONCAN
BİR ALPEREN / ARAŞTIRMA / ZAMAN KİTAP / 2012 / 123 sayfa

Muhsin Yazıcıoğlu birçok açıdan şüpheli olan bir helikopter kazasıyla 25 Mart 2009 yılında vefat edecektir. Bu vefat dönemin iktidarına yarayacaktır. Sivas’ta bu tarihten itibaren iktidar partisi sürekli olarak tulum çıkaracaktır. Bu kitap asla benim tespitimi zikretmemektedir. Zaman Kitap tarafından yayınlanan bu kitabın haricinde Zaman Gazetesinde (!) yazıları yayınlanan Emre Soncan’ın diğer kitabı Araf’ta 7 Yıl ile Abdullah Gül’ün Cumhurbaşkanlığı dönemini anlattığı kitabıdır.
Kitap içindeki iddialar ve bunlarla ilgili ortaya konulan belgelerin çokluğu iyi bir araştırma yapıldığının kanıtıdır. Ama belgelerin doğruluğunu bilemiyoruz. Bu konuda yazara itimat etmek zorundayız. Zaten farklı bir düşünce içinde olabilecek olan yazar gerçekleri neden çarpıtsın ki, eline ne geçebilir ki?
Kitap Son Reis bölümüyle başlar ve Muhsin Yazıcıoğlu hayatını kısaca özetler. Bu bölümün çok kısa tutulması, bence sevenlerini ve onu takip edenleri hayal kırıklığına uğratacak cinstendir. Bu bölüm çok daha detaylı ve Türk Siyasetinin Önemli Bir Figürü’ne layık şekilde verilmeliydi…
Kitabın en önemli ve büyük bölümü helikopter kazasına ayrılmıştır. Hatta şöyle diyebiliriz ki kitap tamamen bu olaya endeksli kurgulanmış ve yazılmıştır.
Kazada derin şüphe oluşturan dört önemli nokta vardır: Enkaz arama ve suikast şüphesi bölümü, Kazanın öğrenilmesi, enkazın bulunması bölümü, Helikopterin yerinin tespit edilmesi bölümü ve Kaza sonrası bilgi kirliliği bölümüdür. Bu kazada adı geçen bölümlerin tamamında çok ilginç gelişmeler, aksamalar, baştan savma icraatlar olacaktır.

Kazadan hemen sonra en azından Muhsin Yazıcıoğlu’nu takip eden İHA muhabiri İsmail Güneş’in sağ olduğunu ve telefonla 112 Acil Servisi aradığını biliyoruz. Günümüzde ve o zaman da var olan cep telefonu sinyal takibine göre çok çabuk bulunmalıydı.
İki gün 115 km ötede aranan helikopter, bulunduğunda içinden kara kutusu alınmış, Muhsin Yazıcıoğlu’nun cep telefonunun sim kartı alınmış durumda bulunmuştur. Daha sonra ortaya çıkan bir video görüntülerinde 28 Mart 2009 tarihinde helikoptere bir gün önce uğrayan jandarmaların görüntüleri ortaya çıkacaktır…
Kazayla ilgili kalan diğer birçok ayrıntı ve belgeyi kitapta bulacaksınız. Bu bölüm gerçekten çok detaylı hazırlanmıştır.
Kitapta MY’nun eşi Gülifer Yazıcıoğlu’yla da yapılan çok kısa bir sohbet bulunmaktadır.
Benim kitapta dikkatime çeken en önemli belge ise dönemin Jandarma Bölge Komutanı olan Tuğgeneral Ali Lapanta’nın Gizli ibaresiyle 03 Kasım 2010 yılında vermiş olduğu bilgilerdir. Jandarmanın görevini aksattığı ve yapmadığı konusundaki eleştirilere komutanın vermiş olduğu cevaptaki maddelerden biri oldukça ilginçtir, düşündürücüdür… Ali Lapanta şöyle diyor: Harekat Merkezine yapılan ihbarlarda istişareye yatanlar, rüyasında helikopterin düştüğü yeri görenler, helikopterde bulunanların tanıdıklarının ısrarla şurayı arayın diyen ihbarlarının tamamına yakınına gidilmiştir.
Evet yıl 2009 yılıdır ve teknolojiyle hemen bulunması gereken bir araç, “İstişare” ile aranmaktadır… Dönemin bölge Jandarma Komutanı da aman “Biz bildirdik, bilerek gitmediler” mantığıyla kendilerinin suçlanacağını düşünerek, kaza yerinden çok uzak yerlerde dahi arama çalışmalarının yapıldığını itiraf etmektedir.

İşte Türkiye’mizin Çağdaş Dünyadaki yeri…   

Taylan Köken 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder