ENİS BATUR
SU, TÜYÜN ÜZERİNDE BEKLER / DENEME / SEL /
1999 / 163 sayfa
Enis Batur’un kişisel
ansiklopedi yolculuğundaki dördüncü kitap olarak sıralanan bu çalışma, ilk
bakışta Kırkpare ve Yazboz’dan daha farklı bir
yöntem/yolculuk denemesi. Maddeden daha çok denemeye kayan bir form, belki de uzun madde denemesi…
Numara 14: İşlem
Tamam’da Çöp-ev kavramı benim de başıma gelmiş bir gerçeklik: Yaşlı alt
komşumuzun eve taşımış olduğu, kağıt, kumaş, ıvır zıvır ile ev dolduğunda,
dayanılmaz bir koku üretmeye başladı. Biz üst katta olduğumuzdan en çok karşı
kapı komşumuz rahatsız olmuş ve belediyeye şikâyet etmişti. Beş kamyon çöp
çıkmıştı evden. Yaşlı kadını çocukları alıp götürmüştü en nihayetinde. Yaşlı
komşumuz bir sınır belirlemiş miydi, yoksa toplamanın/biriktirmenin
sonu(cu) kişiden kişiye, travmadan travmaya değişiyor muydu?
İki Post-Scriptum ise benzer konunun koleksiyoncu
ve farklı şeyler biriktirenler üzerinden
değerlendirilmesi.
-Daniel Sibony’nin
kaleme aldığı “Koleksiyoncunun Psikanalizi” adlı denemesinde; bu uğraş alanında
varolmak ile malik olmak arasındaki denklemi çözmeye çalışmıştır. s.26
-Koleksiyoncunun koleksiyonuna gösterdiği aşırı dozda bağlılığın,
bağımlılığın benzeriyle başka ilişki zeminlerinde de karşılaştığımız olur… s.27
Enis Batur, belki de beni en çok
yaralayan bir konuya giriyor bu kısa denemesinde. Tanıdığım koleksiyoncular
arasında gönülden paylaşımcı olan tek birini tanıyorum. Diğerlerinin hepsi
paylaşıyorsa ucundan tek bir amacı vardır; bu
bende var haberin olsun…
-İnsan, nesne ve ötesi – suskun, kalakalıyorum. s.28
Altıncı, altı parçadan oluşan bir anı-değerlendirme…
-Arkadaşlığımız koyulaştığında bile ona bu davranışının kökeninde yatan
dürtüler hakkında soru sormaya kalkışmadım – dostluk, ne zaman ileri
gidileceğini, hangi konularda sessiz kalınması gerektiğini öğreten koşullar
içerir. s.43
-İmdi, çöl keşişlerine sığınacak yer kalmadı artık. Herkes kendi kayboluşuna kalabalığın ortasında yer alıyor. s.46
Annem Gelip Beni Alacak denemesinde E.B. iki yakını hakkında üç başlıktan oluşan bir deneme aktarıyor.
- Herbirimizin kendi kayboluşları, kendi kayboluş üslûbu vardı. s.55
-“Bir de unutamamak var. Unutulamayan şey çok zalim olabiliyor…” s.56
-Anımsamak, ayrı. Anımsamaya çalışmak, ürkünç.
-Gene de unutmak iyidir, diyorum. s.63
Korku-luk denemesi ise resimler, haberler ve diğer incelenen malzemeler denemenin iç-maddelerini oluşturan tuğlalar adeta…
-Ece Ayhan’ın “kuşlar çarpışmaz” saptamasına dönüyorum: İnsanlar
çarpışırlar. Hele korku akıllarını almışsa. s.75
Fısıltılar Requiem’i denemesini Bilge Karasu’ya adamış. Ölüm üzerine birçok denemesi olan yazarın değişik dergilerde yayınlanan belki de konu özelindeki ilk derlemesi.
-Ölüm korkusu, ölümün kendisinden bile ağır olabilir. s.103
Su, Tüyün Üzerinde Bekler ise kitaba adını veren son deneme. Jiri Kolar’ın onüç soru-kolajı için karşılık denemesi denemenin içeriğini açıklayan bir alt başlık.
Hepsi bu kadar.
Taylan Köken