27 Nisan 2020 Pazartesi

kırmızı kahverengi defter...


NİLGÜN MARMARA       
KIRMIZI KAHVERENGİ DEFTER/GÜNLÜK/TELOS/2000/121 sayfa

Kitap Nilgün Marmara’nın hayat özeti ile başlıyor: 1958’de doğdu. 29 yıl sonra, yeryüzünü terk etmeye karar verdi.
Evet, hepsi bu kadar. İntiharı seçen birkaç yazın insanından biri. Ancak çok erken bir seçim. Bir gün geliyor ve ailesiyle büyük bir tartışma yaşıyor. Bunu günlüğün sonlarına doğru anlıyoruz. Yine günlükte ölüm ve imgesi sürekli tekrar eden bir anafor gibi. Sanki bunu yazdıkça ve düşündükçe onu içeri çekiyor. Herkesin son durağındaki son çareyken onun izleğinde en basit çözüm gibi yaşamak gibi basit…
İki defteri dört aylık bir sürede yayına hazırlıyor Gülseli İnal. Kolay olmadığını söylüyor önsözde. “Düzensizce, Nilgün’ün ruhunun rüzgarlarına göre yazılmış, çizilmiş” olan günlük bu tanıma çok uygun… Telos yayıncılık da bu kitapta ismi geçenler yüzünden eleştiriye belki saldırıya uğrayacağını düşünmüş. Sanmıyorum…
Nilgün Marmara’nın hocası, deniz feneri olan Ece Ayhan’ın kısa yazısı da üçüncü önsöz niteliğinde: Ben, Nilgün Marmara’yı İskenderiyeli, stigma’lı, çentikli bir arkadaş sayıyorum. Nasıl İsmet Özel ‘cumhuriyetle yaralı ise’ Nilgün Marmara’da ‘dünyayla yaralı’ idi.
Kitaptan devam edelim:
Kafka, insan vücudundaki karanlığı görmüştü yalnızca, ışığı, aydınlığı gözden kaçırmıştı. Sf.26
*
Kentlerin havaalanlarından çok düşalanlarına gereksinimi var. Yeni düşalanları yapılmalı, olanlar restore edilmeli ya da tümden yokedilmeli.

KIYAMET KOPARKEN BİLE FİDAN DİKİNİZ.
“Ben hakimim Masum bey!” sf.31
*
KAĞAN
“Hayat yine de üzülmeye değer!”
NİLGÜN
“Hayatın neresinden dönülse kârdır!” sf.34
*
“Öyle güzelsin ki
kuş koysunlar yoluna” sf.60
*
“Yalnız iki tür insan iyidir
Gömülmüşlerle doğmamışlar”
Çin Atasözü   sf:63
*
İklim ve polis izin verirse çingeneler çıplak gezer. Sf.74
*
Böyle bir morla alçalttım sizi! Sf.75
*
İnsan güneşle arasına bir kitap koymalıdır.
-
Ece bana “Tanrı yoksa her şey mubahtır” diyorsun sen demişti.
Oysa ben “Tanrı varolduğu için her şey mubahtır” diyorum. Sf.97
*
Bunu dilemiştim, bunu bilemiştim, bilmiştim.
En aşağılardan sürüklenmiş olanaksız bilgisiyle. Sf.105
*
Günlüğün son satırlar sayfa 121’de:

Ölürken kahkahamı ona bırakacağım.

Kış uykusundaki melek.

Taylan Köken

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder