İLHAN BERK
KÜLT KİTAP/ DENEME/ YKY/ 1998/ 411 sayfa
İlhan Berk’in şah kitabı diyebilirim. Tür olarak ‘okurken/yazarken/çizerken’ olarak belirtmiş. Yazarken böyle serbestlik içinde olmak benim de sevdiğim bir şey olduğu için severek okudum. Sırf bu kitaptan başka bir kitap çıkaracak belge ve değinme var... Sağ ol...
Öyleyse yeryüzü, bu en büyük kitap, hep yazılmalıdır. Sözcükler, sevgili sözcükler yerlerinden oynatılmalıdır, yeni bir yaşam adına. S:10
Halikarnassos’ta balıkçı kahvelerine sabahları babalarıyla gelen çocuklar, akşamları evlerine ihtiyar dönüyorlar. S:23
Ben ölümü eskittim, geliyorum. S:25
Gelin, yukarı gelin çocuklar ben öldüm. S:27
Kleopatra- Gerçekten seviyorsan, söyle ne kadar?
Antonius- Ölçülebilen sevgi zavallı bir sevgidir. Shakespeare. S:39
Sessizliğin başyapıtları mı? Taşlar, su, ipek yolları. S:63
Çağımızı kurtarmak ne öyle toplumun harcıdır, ne de sosyal organizasyonların. Bu kurtuluş ancak bireyin işidir. Kierkegaard. S:67
Kalıyorum artık ölümden konuşacağız. S:75
Ancak fakir olan iyi şiir yazar. S:86
Halkın hali kötü olunca insani olmak kolaydır. S:87
Boşluğun bir sessizliği var ki, her şeyi söyleyiveriyor. S:88
Şiir usun bir bozgunu olmalıdır. Breton. S:88
Salome şiiri bitiyor, sokağa çıkıp okumak istiyorum. Bir şiiri sokağa çıkıp kendi kendime okumadıkça, onun bitmiş ya da iyi olup olmadığını anlayamıyorum. Bir şiirin bitmediğini de böyle anlıyorum. S:90
Şairi İstanbul sokaklarında dolaşırken görürsek hala yaşıyordur, yaşıyorsa üretiyordur...
Et için hazların sonu yoktur. Epikür. S:102
Bitki için büyüme ve gelişme sınırsızdır. s:106
Sonra üç büyüleyici sözcük: Yaşam, ölüm, zaman. S:119
Şair, imgeler arkeoloğu! S:120
Şiir bir başka dile çevrilemeyen şeydir. e.e. cummings s:123
Yazdı eliyle ölümü... s:145
Bütün coğrafyalarda karanlık bir Osmanlı. S:151
Şimdi hiç büyüyemiyorum. S:183
Beyaz şairlerdendir o! S:198
Sular bizden akıllıdır, uyumaz. Dağlarca. S:198
Ölümle akrabayım ben. Endre Ady. S:199
Ey kadınlar, kavrayın aşkı. Dante. S:200
Gökyüzünü bir sabah beni beklerken bulurum. S:200
İşit beni, diyordu gece. S:204
Tamamlanmamıştı hiçbir şey bana bakmadan önce. Rilke. S:204
Yaşam bir düş değil, ama düşe dönüşebilir. Novalis. S:204
Belki saçlar taranırdı bir sevişmeden sonra. S:206
D harfi bak dedim, nasıl da soylu duruyor kelimenin sonunda. İsmet Özel. S:206
Kendi ölümünü gören biriyim ben. Ali Cengizkan. S:209
Dil, sözün hem ürünü, hem aracıdır. Barthes. S:209
Ormandınız, içinizde buluşurduk. H.Ergülen. s:209
Dünya kadınlara ait, yani ölüme... Philippe Sollers. S:209
Ölülerin anlatacak öyküleri yoktur. S:210
Şöhret bir arıdır.
Bir şarkısı var-
Bir iğnesi var-
Ah, bir de, bir de kanadı var. S:212
Ağaçlar gökyüzünü soru yağmuruna tutuyorlar. S.212
Orgazm, o küçük ölüm! S:213
Ölmekten ölüyorum. Azize Thérése s:213
Kediler kadınlar gibi tuvalete düşkündürler. S:214
Ölümün korkunçluğu bizi tek başına yakalamasındadır. Anday. S:214
Denizle buluşan kentler dişidir hep. Taşkın, çılgındırlar. Evet’in kentleridir. S:224
Uçurum seyreder. Nerde olsa tek süsü bu. S:253
Kışları büyüyen iki ela çocuk. S.253
...Nice yıldız
bekler dururdu sen göresin diye. S:259
Varlık=yazı s:259
Cinler fillerle yolculuğa çıkmışlar, kente doğru. S:260
Sonra gezginci bir akşamla buluştuk. S:260
Sokakta bir körün gülüşüne rastladım. S:260
Şiir hiçle yaşar, ya da ölümle arzuyla. Jacques Dupın. S:260
Ben bir anıyı ağırlamakla geçen hayatlardanım. H. Ergülen. S:260
Sonsuzluk çok uzun bir zaman. F. Mitterand. S:260
Her anlamın arkasında, anlamsızlık (saçma) vardır. C.Lévi Strauss. S:260
Dün bazı ölümlere eğildim. S:261
Ben belki de öldüm. S:261
Çocuklar gibi büyür ırmaklar. S:263
Ceset, o yakışıklı köstebek. S:263
Çamurdan giysili...
Gökyüzünden yaşlı... s:264
Yetişemedim sese... s:264
Her şiir kendinden öncekilerle hesaplaşır, öyle var olur. S:264
Borges=Kâbusun vak’anüvisi. S:265
Su içerken eşitiz. T. Fişekçi. S:267
Yazmak ölümle burun buruna gelmektir. S:267
İnanç, doğruyu bilmeme isteğidir. Nietzsche. S:267
Ölüm bir buluntudur. Dar alınlı, uzun bıyıklı. Akşamları sokaklarda yürür. S:268
Ev ölünen yerdir: Ölümü görür. S:268
Devlet: gelmiş geçmiş en soğuk canavar. Foucault. S:269
En iyisi konuşmak. Böyle dedim duvardaki böceğe. Sina Akyol. S:269
Dünya düşündüğüm şey değil, yaşadığım şeydir. Merleau Ponty. S:269
Haşim’lik bir akşam iniyor. A.A.Barut. s:274
Gölgelerdir yeryüzü dediğimiz. S:274
Ses görülmez. (Bunu bilir ses.) s: 274
İnsan daha sözcüklerin gizine varmış değildir. Anday. S:274
Şair her şiirde doğar ve ölür. Anday. S:275
Düş öte yolculuktur. S:280
Oluş bir yokluğun yokoluşu ve yokoluş bir yokluğun varoluşudur. Aristoteles. S:292
Ağaçlar düş gören kişilerdir. Aristoteles. S:292
Yalnız uyunur. S:299
Ölüm ilerlemez, gerilemez. S:302
Kuşlar uçtukları yeri hep aynı sanırlar. S:302
Tanrının hiç masrafı yoktur. Leibniz. S:325
Sonsuz, ötekinin yüzüdür. Levinas. S:327
Uzanıp kalalım aşkım. Ölümün hizasındayız. E. Jabes. S:327
Felsefenin ereği nedir?
Sineğe, içinde bulunduğu şişeden çıkış yolunu göstermek. Wittgenstein. S:330
Tragedyada her şey şüphe, korku, tehdit, sürgün... ve ölüm kokar. Escyle. S:331
Karışımı eşit olmayan her şey ölmek zorunda. John Donne. S:331
Yaşam için değil, önce ölüm için hazırlanalım. Seneca. S:334
Portrenin kaynağı ölümü yenme tutkusudur. Michel Tournier. S:334
Akşamdı, kadın. Her kadın, biraz akşamdır. S:339
Felsefe yapmak, ölmesini öğrenmektir. Jasper. S:342
Bir gölge de amaçsız yerini almaz. S:342
Bir dal yalnızlığın elinde eğildi, büküldü. S.342
Burda kal. Öğlen uykusunda. Sina Akyol. S:342
Gömmeden önce biraz gezdirin beni. Cemal Süreyya. S:351
Bir sözcüğe ne denli yakın bakarsanız, o da size öylesine uzaktan bakar.
W. Benjamin. S:352
Yeni bir korse aldım. Onu görecek kimsenin olmaması ne kadar üzücü.
K. Mansfield. S:353
Koyun çobanlığı yapmamış hiçbir peygamber yoktur. S:354
Geveze güneş, anlatma bana ölümü. S:357
Yaşadım, talihin bana yürüttüğü yol bitti. Vigilius. S:357
Tanrısal yaşamak için ölmek gerekir. Peter Tesson. S:359
Fotoğraf ölümle yüzyüze gelmektir. S:360
Gri mistiktir, nesneler ise daha mistiktir. S:368
Vakit işte ölümü düşünmeli. Anday. S:368
Sadece ses kalıcıdır. Furuğ. S:368
Sürekli bir kesiklikler yaşıyorum. S:369
Durduğum yer varamadığım. S:370
Ve ölüm,
Ve bakilik sunmuştu odalara. S:370
Zaman ki aynı kılar her şeyi. S:370
Rüzgar senin ellerinde görülmeli. V. Aleixandre. S:371
Söyle, kimin için öreceksin saçlarını. S:372
Yürüyorum, önümdeki boşluğu boşluğa iterek. Özer Aykut. S:373
Her kim denizden geliyorsa hırsızdır. İtalyan atasözü. S:376
Ölüm ve Tanrı=Ortaçağ s:379
Ey amazonlar, dişi süvariler! At –kadınlar!.. s:391
Cuma adında bir kuş dama vurdu. S:391
Taşları okuyun.
Sözünü, sessizliğin. S:392
Taylan Köken