Sait Naum Duhani’nin adını Salah Birsel’in Ah
Beyoğlu Vah Beyoğlu denemesinde anmıştık. Lebon denemesinde yine kendisine
rastlıyoruz. Şöyle ki:
1908-1911
yıllarında Paris’te Türk elçisi olarak bulunan Naum Paşa’nın oğlu Sait
Naum-Duhani de –ki Sultan Reşat, V.Mehmet adıyla Osmanlı tahtına çöktüğü vakit
Saray’dan Paris’e iki tane süslü payton ısmarlanınca bu iş kendisine düşecek ve
arabalar alınınca da Sait Naum Efendi onlara padişahtan önce binecektir- Lebon’un
önemli kişilerindendir.
Tarihimizde Hayal Olmuş Hakikatler yazarı
Semih Mümtaz S. onu şöyle tanıtır: Sait Duhani Efendi İstanbul’da doğmuştur,
ama, babası Naum Paşa Lübnan mutasarrıflığında 10 yıl kaldığı için Sait Duhani’nin
çocukluğu da orada geçmiştir. Yıllarca sonra Fransızlar Suriye’de bir şeyler
yapmak isteyerek yansız ve oralarca sevilen bir adam aradıkları vakit Sait
Efendi’ye Lübnan’da bir devlet başkanlığı verilecekmiş gibi sözler söylerler. Sait
Naum-Duhani’nin verdiği karşılık şudur: “Unutmayın ki, ben Naum Paşa adında bir
Türk vezirinin oğluyum.” Sf:46
Salah Bey Sözlüğü:
Parmakları bulunmak: torpil yapmak, aracı olmak…
Dama demek: gücü kalmayarak bir işi
daha ileriye götüremeyecek duruma gelmek…
Benbenlik yoktur: kendini beğenmişlik…
Lafın dümeni: usturuplu, düzgün
konuşmak…
Taylan Köken
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder