OKTAY AKBAL
BİZANS DEFİNESİ
/ ÖYKÜ / CAN / 1990 / 96 sayfa
Oktay Akbal’ın
ilk kitaplarından biridir. İlk basımı Yeditepe Yayınlarında 1953 yılında
yayınlanmıştır. Öyküler ilk gençlik yıllarından süzülen anılardır,
yaşanmışlıklardır.
Öyküler için
aldığımız notlar şöyledir:
Bizans Definesi: Çocukluğumuzun gizli
kalmış hayalleri, güçlü duyguları, hırsları anlatan bir öykü.
Kızkıran Haydar: İlk gençlik
dönemlerinin zamparası. Hayaller içinde yaşayan, elde edemediği kızların
hayalleriyle yaşayan bir zampara.
Ester ile Roza: Yeni kurulacak İsrail
için hayalleri olan iki İstanbullu Musevi’nin hangi gözle görüldüğüne ilişkin
çarpıcı bir hikaye.
Cambazlar: Yine gençlik tutkularının
sarıldığı hayaller, yalanlar, yanlış anlamalar.
Gar: Çoğu seyahat için değil, zorunluluktan
göç edenler ve fakirliğin gözleri.
İlk Gençlik Sevdaları: Kanın deli aktığı
dönemde ilk arzular ve dünyaya farklı bir bakış.
Parktaki Kanepe: Yine hayaller üzerine
bir hikaye. Öykü kahramanının hayalleri parktaki kanepe üzerinde, yazarın
hayalleriyle çakışır.
Havuzlu Ev: Yaşamımızla, mahallemizde
izlediğimiz ilgi duyduğumuz yaşamlar ve beklemediğimiz sürprizler.
Sonra Tren Kalktı: Tren istasyonundaki
trençkotlu gizemli adamın düşündükleri.
Keçi: Çocukluk çağından çıkarken eve
gelen bir keçinin yazar üzerinde yaratmış olduğu iz düşümler. Keçi bir yan
nesne, önemli olan onun yaratmış olduğu olaylar. Daha ortaokula giden ağabeyin
evden kaçarak iç güveyi olarak sevgilisinin evine sığınması. İlk sevdalar ve
hayatın gerçekleri üzerine başa gelenler.
Kitaptan kısa
notlara gelirsek:
Ama yol boyunca o iki genç kızın şu koskoca
dünya içindeki didinmelerini, çırpınmalarını, insanlara, onların kötülüğüne
karşı, gece gündüz çarpışarak, arzuladıkları bir mutluluğun ardı sıra
koşuşmalarını düşünüyordum. Bir daha ne Roza’yı ne Ester’i görebilirdim. Sf:33
*
Hayallerimle gerçek hep böyle uygun sürüp
gidecek sandım. Oysaki hep aldandığımı unutmamalıydım. Böyle kolay, yalın
görünüşlere kendimi kaptırmamalıydım. Ama olan oldu. Hayallere gerçekten ötede
bir anlam ve değer vermek alışkanlığım beni öteden beri tatsız kırgınlıklara,
acı bezginliklere sürüklemişti. Bu defa da böyle olacağını nasıl bilemedim!
Belki de bilmek, anlamak istemedim. Sf:68
Taylan
Köken
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder