CHARLES
BUKOWSKİ
SHAKESPEARE
BUNU ASLA YAPMAZDI / GEZİ / PARANTEZ / 1999 / 155 sayfa
Yabancı
yazarlar arasında Charles Bukowski “en yaramaz”, “en haylaz”, “en uslanmaz” ve
“en kopuk” olanıdır benim gözümde. 1920 yılında doğup, 1994 yılında 74 yaşında
vefat eden Bukowski bunca hoyrat yaşamına rağmen çok uzun yıllar yaşamıştır.
Alkoliktir, sigara içer ve hatta sık sık uyuşturucu da kullanmaktadır.
Kitaplarında böyle bir yaşamı seçtiğini kendisi aktarmaktadır. Gerçi birçok
kişiye göre böyle bir yaşamı olmadığı, bu yaşamın bir kurgu olduğunu
savunmaktadır. Ama bu kitapta yazılanlar gerçek ise gerçek budur. Kitabı
Türkçeye çeviren her zaman olduğu gibi Avi Pardo’dur.
Yazar
sevgilisi Linda ile birlikte Amerika-Paris-Almanya üçgeninde yapmış olduğu gezi
ve şiir dinletisi etkinliklerini anlatmaktadır. Kitabın son kısmında ise bu
yolculukta yazmış olduğu şiirler bulunmaktadır. Gezi boyunca çekilen resimlerde
kitaba görsel boyutlar kazandırmaktadır.
Kitaptan
seçtiğimiz kısa alıntıları aktaralım:
“Bak” dedim Linda’ya, “otel odamıza dönelim,
günlerce, gecelerce içelim, paramız bitene dek, sonra da atılana kadar kalalım
odada. Usandım” sf:37
*
Sırada Hamburg’da vereceğimiz şiir dinletisi
vardı. Hala nefret ediyordum şiir dinletilerinden. Ben okumak için yazmıyordum
şiiri, kirayı ödüyordu ama. Tanıdığım bütün şairler ve çok şair tanıyorum,
bayılırlardı şiirlerini okumaya. Sf:38
*
Neyse, insanı etkiliyordu ve çok içmiştim.
Ama budur ayyaşın sorunu: heyecanlanırsa çok içer, sıkılırsa çok içer, şansı
yaver giderse çok içer, şansı yaver gitmezse çok içer, falan filan. Sf:40
*
İnsanların çoğunu ilgilendiren şeyler beni
hiç ilgilendirmiyordu. Küçük bir liste yapabilirim sizin için: topluca dans
etmek, şeytan arabaları, hayvanat bahçesi ziyaretleri, piknikler, yıldız
rasathaneleri, televizyon, cenazeler, düğünler, partiler, basketbol maçları,
otomobil yarışları, şiir dinletileri, müzeler, ralliler, protesto gösterileri,
çocuk oyunları, büyük oyunları… plajlar, yüzmek, kaymak, Noel, Temmuzun dördü,
rock, dünya tarihi, uzay araştırmaları, ev köpekleri, katedraller ve Büyük
Sanat Eserleri beni ilgilendirmiyor. Sf:41
*
Bir yazarı yazar yapan şeyle bir fahişeyi
fahişe yapan şey nedir ve ikisini nasıl ayırt edersin? Sf:65
*
Geceden çok fazla bir şey hatırlamıyorum,
içtik ve yedik ve içtik ve içtik. Herkes iyi yaşıyormuş gibi bir duygu
uyanıyordu insanda, hayat bir şakadan ibaretmiş gibi… sf:111
*
hiç olmazsa Amerika’da
makul ve yeraltında
tuttular beni:
dönüp saklanabilirim. Sf:123
Taylan
Köken
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder