CAHİT UÇUK
BİR İMPARATORLUK ÇÖKERKEN / ANI / YKY / 1999
/ 504 sayfa
Cahit Uçuk’un çok satanlar listesine de giren, ailesinin hikâyesini anlattığı bu kitabın, YKY’de ilk baskısı 1995 yılında basılmış, benim elimdeki nüsha ise 1999 yılına ait 7. baskı.
Cahit Uçuk, 1909 Selanik doğumlu olup, babası ve anne tarafından dedeleri paşa rütbelerine sahip ailelerdir. Osmanlı’nın bu son çeyreğindeki sıkıntılı dönem, Cahit Hanımın çocukluğuna denk gelmektedir ve devletimiz sürekli kaybederken, aile de kaybetmiştir.
Kitap aynı zamanda ailenin kişisel muhacerat tarihidir…
Selanik’te de yine o tuhaf rüzgârlar esmekte. Gerek benim, gerekse kardeşlerimin çiftliklerine Bulgar ve Rum çeteciler baskınlar düzenliyor. s.36
Selanik’te baskı artmaya başladığı yıllarda Cihat Hanım henüz dünyada değildir.
İsyan doluydu. O Selanik’te doğmuştu. Oradaki Hıristiyanlara Hıristiyan oldukları için değil onlar serbest yaşayabildikleri için hep imrenirdi. Beyaz Kule’de deniz kıyısındaki kahvelerde, gazinolarda kadınlar erkeklerle oturup yer içerlerdi. Hatta buz gibi soğuk biralarını da karşılıklı erkeklerle tokuşturarak içerlerdi. s.43
Cahit Hanım, annesinin bu serzenişini Selanik’te yaşayan Müslümanlar ile Gayrimüslimleri kıyaslamak aşısından vermektedir. Yazar, yaşamına etki eden kentleri çok iyi analiz edip, dönemin şartlarına da dikkat ederek ekonomik, sosyal ve toplumsal olarak kitap boyunca açık bir dille aktarmaktadır.
Yazar, Hadiye ile Vehbi bölümünde zengin evlerinde evlilik hazırlıklarının nasıl yapıldığını, adetleri tüm ritüelleriyle aktarmaktadır. Bu bölümün ve kitabın ilerleyen birçok bölümünde rastladığımız başka bir özellik ise farklı sınıfsal zümreler hakkında bilgiler de vermesidir…
İttihat ve Terakki Fırkası adı altında yeni bir fırka kurmaktayız. Eski ideal arkadaşlarımızın birçoğu burada. Günler geçtikçe öyle bir parti olacak, öyle bir güçlenecek ki, başımızdaki kimseye dur diyebilecek, onu hizaya getirecek, kuvvetlenecek… s.94
Evde sadece kadın ve çocuklardan oluşan, korumasız bir aileydiler artık… Müslüman mezarlığının yerle bir olduğunu görmüşlerdi….. Taşları devrilmiş, ortada kalmış bir sürü ecdat mezarı, ilk önce Bulgar sonra Yunan tekmeleri, baltaları ile sökülüp yok olmuştu…. İçinde yaşadığı şehir bilmediği, yadırgadığı, gerçek olduğuna bir türlü inanmadığı başka Selanik’ti sanki. s.173
Aile Selanik’ten İstanbul’a göç eder. Sonrasında: Konakların çoğunun iç hizmetlerini gören aşçılar, yamaklar, uşaklar, ağalar savılmış, cariyeler azad edilmiş ya da çırak çıkarılarak evlendirilmiştir. s.186
Aile İstanbul’da birkaç ev değiştirdikten sonra, Cahit okul çağına gelmiş ve yabancı bir mürebbiyenin işlettiği özel bir okula başlamış, ancak ülkenin durumu nedeniyle babası maaşını dahi alamaz olmuş, Selanik’ten getirmiş oldukları maddi imkânlar kısa sürede tükenince okuldan ayrılmaya karar verir. Tam da bu zorluklar yüzünden okulun bırakılmasına karar verildiğinde Fransız mürebbiye de ülkesine kaçınca beyi daha fazla devam edememiş okulu kapatmak zorunda kalmıştı. İşte bu dönemde aile dostları Vehbi beyin amcasının oğlu olan Balıkesir Taridat Müdürü Cemil Bey aileyi rahat geçinebilmeleri için Balıkesir’e davet eder. Ailenin artık yeni günleri Balıkesir’dedir. Aile burada çiftlik yaşamına geri döner, eker, biçer, en azından ürettikleriyle karnını doyurabilmektedir artık. İstanbul işgal altındadır, aile babasının topraklarına yakın bir yerde görevlendirilir ve Hekimhan’a yerleşir. Kurtuluş Savaşı’nı burada geçiren aile Cumhuriyet sonrası Antalya’ya geçer ve yazar anılarına bu son durakta nihayete erdirir.
Cahit Uçuk’un anlamlı anılarının çok naif ve akıcı bir dille kaleme alındığını, dönemin ağır koşullarını başarılı bir şekilde yansıttığını ve çok rahat okunduğunu dikkatinize sunmak isterim.
Ps: Aile Selanik ve elbet Balıkesir’de de Ayvalık zeytinyağı tüketmektedir… Kitapta, Ayvalık’ın adı zeytinyağıyla iki kez yer almaktadır.
Taylan Köken