naum tiyatrosu dönemin en önemli sanat merkezidir. istanbul'lu opera ile burada tanışır. 1870 yılında yanınca tekrar yapılır ve sanata hizmet etmeye devam eder. 21 yıl sonra başka bir yangınla tamamen yok olarak bu dünyamızdan ayrılmıştır...
o devirleri yaşamış ve yazmış olan sermet muhtar alus diyor ki: naum tiyatrosu ve aya triada kilisesinin önünden sedyeler ile şık bayanlar taşınırdı! sedye (tahtavaran) taşımacılığı tramvayın ve tünaelin işlemediği zamanların nakil hizmetiydi... bu hizmeti cebi delik bıçkın delikanlılar veriyordu... sf:8
Sakızağacı’ndan peylenen bu sedyelerin ücreti, çorbacıya verilir. Ama taşıyıcılar da müşteriden ayrıca cebederler. Alus taşıyıcıların piyano hamalı gibi giyindiğini söyler. Bunlar mosmor fesli, camadanlı, galibarda yün kuşaklı, yumurta ökçe şibidikli, palikarya uçarılarıdır. sf:9
Salah Bey Sözlüğü:
Piyano hamalı: Özel hamallar için kullanılır. Çok dikkatlidirler ve iyi giyimlidirler.
Camadanlı: Çapraz düğmeli, ipek ve sırma işlemeli kısa yelek.
Galibarda: Mora çalan kırmızı renk.
Şibidik: Terlik.
Palikarya: Kabadayı Rum delikanlısı. Yunanlı.
taylan köken
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder