Beyoğlu’nun yosmaları kalburüstüdür
ve Tepebaşı Bahçesinin yine kalburüstü beyleri, paşaları, mösyöleri ile
hasbıhal içindedirler. Salah Bey sıralar matmazelleri: Nemseli Anna, Deli Eleni, Kara Katina, Arnavutköylü Poliniya, Çakır
Uskuhi, Benli Anjel…
Ya matmazeller olurda çapkınlar
olmaz mı? Hızlı erkeklerden biri de Sarayı
Hümayun mimarı Yanko Bey’dir. Dahası, o buşu teknik hale getirmiştir.
İçtiği şeyin parasını önceden öder, fırlamaya alesta bir durumda geleni, geçeni
kollar. Sf:61
parantez-5:
II. Abdülhamit Döneminde saray ile ilişkisi olup, yarı özgür konumda çalışan gayrimüslim bir mimardır Yanko Bey. Babası Vasilaki İoannidis ile birlikte fiyatları yüksek olmasına rağmen Darülaceze Binasının inşa işi bu aileye II. Abdülhamit’in onayıyla verilmiştir. Devletin resmi başbakanın dışında padişahın hükümranlığıyla oluşmuş “ara kadro”lardan olan bir meslek grubu da mimarlık faaliyetleridir ve tamamen padişahın kontrolünde çalışırlardı…
Meraklısı İçin Not: Sayın Oya Şenyurt’un “II. Abdülhamit Döneminde İki
Ünlü Saray Mimarının Siyasi İlişkileri” araştırmasına PDF dosyası olarak
internet ortamında ulaşabilirsiniz… www.sosyalarastirmalar.com
Salah Bey Sözlüğü:
çağşaklı marşlar: çağşak;
eklem yeri oynak, gevşek… ayrıca; eski, çakıllı yer, moloz…
züğürt takımı: fakir, ayak takımı…
ayak tepmek: tekme atmak…
mızıka kameriyesi:
bahçe
kameriyesinde çalan küçük orkestra…
ezelenmiş deniz: ezelenmek, yürekten dilemek,
istemek…
kıvrak gülücükler:
davetkar,
çağıran gülümseme…
rampa etmek: yanaşmak, yavaşça yakınlaşıp ilgi
göstermek…
flavtanın kahkahaları: flavta orta çağda çalınan, odundan yapılan
üflemeli bir çalgıdır. Günümüzdeki blok flüt bu çalgıdan esinlenerek
yapılmıştır.
Taylan Köken
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder