22 Şubat 2013 Cuma

batnas tepeleri'nde zaman...


SAFFET TANMAN
BATNAS TEPELERİ’NDE ZAMAN / ANI / YKY / 2008 / 231 sayfa

Enis Batur Saffet Tanman ve ailesini Adalarda tanır. (Sanırım) Sonra bu muhteşem insanı anılarını yazması için ikna eder. İki kitap halinde yayınlanan bu anılar gerçekten muhteşem. Bilgili, eğitimli ve asil bir kadının ağzından ‘nasıl bir hayat kurulur?’ sorusuna verilen en güzel cevabı bu kitaplarda bulacaksınız.
Bu ikinci kitapta Saffet Hanım, eşi ile birlikte mübadele sonrası kocasına verilen topraklara gelirler. Söke’de tarım yapılamaz denilen toprakları yıllarca uğraşarak tuzdan arındırırlar ve burada pamuk yetiştirirler. Bugün Söke’de pamuk yetişiyorsa ve pamuk önemli yer tutuyorsa bunu Saffet Tanman’a eşi Fahri Tanman’a ve onların azmine borçlular.

Kitaptan kısa notlar ile devam edelim.

Seni Söke’nin çadırına götüreceğim, Yörüklerin en zenginlerindendir. Ağzı laf yapar, edep adap bilir, garısı da temiz garıdır. Pişirdiği yenir, doğurduğu sevilir. Sf:49
*
Her türlü medeni ihtiyaçtan yoksun bu tepedeki hayatımdan memnunum. Bir şeyler yapabilmek, yoktan var etmek ve insanlara daha medeni bir yaşama ortamı yaratabilmek arzusu beni kamçılıyor, buralara bağlıyor. Sf:81
*
En büyük zevkimiz bol bol kitap okuyabilmekti. Sf:87
*
Kısık gaz lambası ışığında uyuyan oğlumun yüzü ne kadar huzurluydu. İçimden “Keşke ben de onun gibi uyuyabilsem” dedim. Sf:92
*
“Bak hanım” dedi, “Kibarsın, okumuşsun ama kusura bakma senin biraz irafanın eksik. Sana bir nasihatim olsun. Sana birisi bir hediye mi getirdi, sende o hediyeden kilolarca da olsa hiç yokmuş gibi sevinerek alacaksın ki, hediye getirmiş olan da sevinsin… Sonra sana bir diyeceğim var. Bizim Fahri Bey, sabahın köründe atına binip geç vakit, karanlıkta dönüyor. Zaten yol yok, ışık yok. Bari yanına birisini alsın. Muhakkak söyle tarafımdan, unutma emi” dedi.
“Söylerim” dedim. “Ama bilirsin, bir şeyden korkmaz.”
“Korkmaz ama su uyur düşman uyumaz derler. Belli mi olur? Hem kırlangıca sormuşlar: ‘Neden dolana dolana uçuyorsun?’ diye. ‘Şerre çarpmamak için kah altından kah üstünden geçiyorum’ demiş…Eh bana müsaade!” deyip kalktı Kadir Çavuş, kara altına atlayıp Topak Tepe’ye doğru yollandı.
Ben dersimi almıştım. Sf:95
*
Balat ve Batnas köylüleri bayram namazlarını kendi camilerinde değil de Miletos harabeleri içindeki İlyas Bey Camii’nde kılarlar. Bu çok eski bir ananedir. Cami, Beylik döneminden Osmanlı’ya geçiş dönemine rastlayan çok kıymetli bir mimari eserdir. Sf:170
İlyas Bey cami ve külliyesi daha sonraları Dr.Baha Tanman tarafından restore edilecektir. Hatta restorasyon Euro Nostra Ödülünü kazanacaktır.
      
Taylan Köken

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder