2 Şubat 2013 Cumartesi

şeyh bedreddin...


MICHEL BALIVET
ŞEYH BEDREDDİN / ARAŞTIRMA / T.V.Y.Y. / 2000 / 155 sayfa

Bu kitap Şeyh Bedreddin üzerine yazılan, en derli toplu eserlerden biridir diyebiliriz. Onun yaşadığı dönemi, öncesi ve sonrasıyla, dinsel, siyasal ve politik gelişimlerle inceleyen bir çalışma.
Rum diyarının insanlarına, yani Anadolu ve Balkanlar’daki Hıristiyanlara uyarlanan bu tasavvuf anlayışı, aile tarafından Mevlevilere, tasavvufi açıdan İbn Arabi’ye bağlanan ve olasılıkla Bektaşilerle kaynaşmış bir hareketin kurucusu olan Şeyh Bedreddin ve müritleri tarafından görkemli bir şekilde temsil edildi. Kitabın arka kapağından yapmış olduğumuz bu alıntı Bedreddiniliğin dayanmış olduğu temelleri yansıtmaktadır.
Kitabın yazarı Michel Balivet, Bedreddin’in torunu olan Hafız Halil tarafından kaleme alınan Simavna Kadısıoğlu Şeyh Bedreddin Menâkıbı’nı dönemin diğer eserleri ile karşılaştırarak bu kitabı meydan getirmiştir.
Şeyh Bedreddin’in yaşamı, kavgası içinde bulunduğu yüzyıl düşünüldüğünde ne kadar ilerici bir hareket ve düşünce biçimidir. Bu yüzden olsa gerek tarihte hor görülmüş ve aşağılanmıştır. Hani denir ya Sezar’ın hakkı Sezar’a… Geçte olsa kemikleri bugün aslında onun her zaman en büyük düşmanı olmuş olan milliyetçi söylemin bahçesinde yatmaktadır. 1961 yılında kemikleri idam edildiği Serez’den Divanyolu’ndaki II. Mahmut Türbesi haziresine getirilir. Mezarın tam karşısında Türk Ocakları Genel Merkezinin olması ne kadar ilginçtir.    
Genelde tarih meraklıları için, özelde ise Şeyh Bedreddin Vakasının detaylarını öğrenmek için önemli bir başucu kitabıdır.

Kitaptan almış olduğumuz kısa notlar ise şöyle;

Rumeli’de ilk Türk kadılarından birisidir Bedreddin. Sf:35
*
Bedreddin’in babası  Selçuklu ve gazidir. Büyükbabası Abdülaziz tanınmış bir kişidir, son Selçuklu sultanı Alaeddin Keykubad’ın yeğeni, aynı zamanda veziridir. Sf:38
*
Muhyiddin İbn Arabi ve Bedreddin dini canlandırdılar. Birinin eseri umman, diğerininki nehirlerdir. Niyazi Mısri 17.yy sf:98
*
Bedreddin Rum ülkesinin Hallac-ı Mansur’udur. Şeyh Hüseyin Ahlati sf:119

Taylan Köken

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder