27 Şubat 2013 Çarşamba

markiz pastanesi...


Beyoğlu denilince akla gelen diğer bir kültür mekanı Markiz Pastanesidir. Haldun Taner’de Markiz’in müdavimlerindendir. Ona göre Markiz’de “her  masa kendi başına bir adadır” Kadıköy’lü Haldun Taner vapurdan iner inmez Tünel’e biner, oradan Markiz’deki masasına ulaşır, burada “kendi kendisiyle kalabilmek, kitap, gazete okuyup notlar çıkarabilmek için” gitmektedir. Sol elinde bir belge çantası, sağ elinden şemsiyesini (yağmur yağsa da açmazmış) yanında taşırmış. Çantasında, notlar, resimler, kitap kapakları veya küçük eşyalar bulundururmuş. Haldun Taner Markiz’de Abdülhak Şinasi ile bol bol sohbet eder. Ara sıra da Prof. Ragıp Sarıca’nın yanına uğrar dünya siyasasının gidişatını tetkik ederlermiş. Sf:39

parantez-2:
Prof. Ragıp Sarıca 14 Kasım 1958 yılında “Gazetecilerin tevkif edildiği yerde demokrasi yoktur” demiştir. Ne kadar doğru söylemiş…
parantez-3:
1940’lı yıllarda Lebon Pastanesi taşınır, yerine Markiz Pastanesi açılır. Avadis Çakır tarafından açılan pastane kısa sürede bir kültür mekânı olur. Kısa zamanda edebiyatçılar, ressamlar, yazarlar ve aydınların buluşma yeri olacaktır. Bu elit mekana giriş artık şapkasız ve kravatsız olmayınca, pasaj içinde şapkacı ve terzi dükkanları açılacaktır. 
Markiz’in duvarlarını süsleyen fayans panolar Arnoux imzalı art nouveau tarzında yapılmış eserlerdir. Pera Palas Otel’inin mimarı Alexandre Vallaury tarafından tasarlanan panolar 4 mevsimi temsil etmektedir. Fransa’dan getirilirken Yaz ve Kış panoları hasar görünce, pastaneye sadece İlkbahar ve Sonbahar panoları monte edilmiştir. Yaz ve Kış panoları yerine de Mahzar Resmor imzalı vitraylar konulmuştur.   
Markiz 2003 yılında restore edilmiştir ve günümüzde Robert’s Coffee adıyla faaliyetini sürdürüyor.
Taylan Köken

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder