AHMET ALTAN
YALNIZLIĞIN ÖZEL TARİHİ / ROMAN /
CAN / 1998 / 230 sayfa
Ahmet Altan
romanı için genel olarak başarılıdır denilebilir. Bu benim şahsi düşüncem.
Ahmet Altan tarihi olayların eksenine oturttuğu ilişkiler ekseninde hem kendi
özel tarihini, hem de tarihe not düşmektedir ve irdelemektedir.
İttihat ve
Terakki kökenli Hüsrev Bey, yüreğine sevgi yerine cinayet koyar. Birini
öldürmek, onu sevmekten daha kolaydır. Hüsrev Bey geçte olsa aşkı bulmuştur.
Nermin aşkı arar. Bulunca da kaçar gider. Müberranım ise aşk içinde aşksızlığı
yaşar.
Kitap mutsuz
insanların arayışları üzerine kurulmuştur.
Kitaptan kısa
notlarla devam edelim:
Kendimi terk edip gitmekten korkuyorum, ben
beni bırakıp gidivereceğim sanki, bence çıldırmak bu işte, kendimi bırakıp
gidivermek, kalan da giden de yabancı olacak bana. Sf:12
*
Acı çekmek sakinleştiriyor insanı. Sf:73
*
Mutsuz insanlar hep bir şeyler beklerler. Sf:95
*
“Bir insanı tanımak istiyorsan, onun kimi
seçtiğine bak,” demişti. “İnsanların kimliğini onların seçtikleri insanların
kimliği ele verir.” Sf:97
*
“Bilmeyeceksin işte, hayatı bilmeyeceksin…
Hiç kimse de bilmez, yalnızca aptallar bildiklerini sanırlar…” sf:105
*
Adam, gülümsedi.
-Neyi arıyorsun yavrum?
Bu beklenmedik soru şaşırttı Nermin’i.
-Bilmiyorum.
Sedirlerde oturan genç çocuklar, sessizce,
hep aynı gizemli gülümsemeyle dinliyorlardı.
-İnsanlar bazen aslında sahip oldukları
şeyleri ararlar, aramadan önce bir bak çevrene yavrum, belki de aradığın hemen
yanındadır, belki de aradığın yanında duruyordur. Sf:142
*
-Kadınlar yalnızca kendilerine yapılanlara
değil yapılmayanlara da sinirlenirler kızım…
*
Yaşlanmak insanı şaşırtıyor belki de… Bütün
hayatınca rakamları yazıyorsun yazıyorsun, sonra yaşlanıyorsun, bir çizgi çekip
yazdıklarını topluyorsun, bir de bakıyorsun, sonuç yanlış, bütün hayatınca
yanlış rakamlar yazmışsın. Düzeltemiyorsun da… sf:202
*
Hiç kimseyi sevmedi, birisini sevmeye
ihtiyacı vardı bence, çünkü insan bir yere gölgesi düşsün ister. Sf:224
Taylan
Köken
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder